Zamanın konjonktüründen yararlanarak, 12 Eylül cuntasının da verdiği gaz ile tam 30 yıl önce kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmamışlığı devam ederken, nafile namaz gibi KKTC’yi tanıtma girişimleri her platformda devam ediyor.
Ancak, her defasında Birleşmiş Milletler duvarına çarpan bu girişimler bazen de günübirlik başarılı oluyor. Ne var ki, bir süre sonra gerçek anlaşılınca gerisin geriye bir dönüş oluyor zahir.
İşte, bu girişimlerden sonucusu 15 Nisan 2013 tarihinde yeniden yer alıyor. Aslında, Kıbrıslı Rumların tüm engellemelerine rağmen, uluslararası patformda yer alan üniversitelerimiz KKTC’nin aksine, bazı ülkler tarafından rağbet görüyor.
Bu bağlamda, son yıllarda gözlemci statüsünde de olsan İslam İşbirliği Konseyi’nde gözlemci üye olarak kabul edilen KKTC, bunun devamında çoğunluğunu İslam ve Türki cumhuriyetlerin yer aldığı Ekonomik İşbirliği Teşkilatına da gözlemci üye olarak kabul edildi.
Bu kabulün ardından, söz konusu konseyin programına aldığı 1. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Üniversiteler Spor Oyunları’nın Kuzey Kıbrıs’ta yapılması kararı alındı.
Bu karar sonrasında 13 üyesi bulunan Ekonomik İşbirliği Teşiklatı’na bağlı altı ülke Türkiye, Pakistan, Kazakistan, Afganistan, Azerbeycan KKTC’de buluşuyor.
Aslında, bu oyunların birinicisinin KKTC’ye verilmesi anlamlı ve cesurca da. Çünkü, bu beş üyenin tümü Birleşmiş Milletler üyesi. Ne var ki, burada yarışacak olan da bu ülkelerin Üniversite milli takımları.
Düşünüyorum da, eğer Güney Kıbrıs uyanmazsa ve olaya müdahale etdemezse, ilk kez Birleşmiş Milletler’e üye olan beş ülkenin üniversiteleri de olsa, milli takımlarınını Kuzey Kıbrıs’ta izleyeceğiz.
Bu konunda görüşlerini sorduğumuz Üniversiteler Spor Federasyonu Başkanı Beyhan Gürgöze, tüm hazırlıkların tamamlandığını ve KKTC dahil altı ülkenin sekiz dalda 575 civarında sporcusu ile bu müsabakalarda yer alacağını açıkladı.
Yani bu bir zamanlar gerek KKTC’nin, gerekse Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarını kullanarak, sözde uluslararası bir organizasyon yaptığını iddia eden eski KKTC MOK başkanı Gökbilen’in, dünyanın tanımadığı Global Taekwondo Federasyonu’nun (GTF) organizasyonlarına benzemiyor.
Tabii, bu konuya ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşırken, üniversiteler marifeti ile de olsa bile, bu organizasyonun gerçek bir uluslararası organizasyon olduğunu düşünüyorum. İnşallah yanılmayız.
----------------------------------------------
Sertoğlu döndü ama Adal gibi ?
Birilerin gazına gelerek, Kuzey Kıbrıs’ı yaşanmaz hale getiren ve halkın büyük tepkisini alan Ulusal Birik Partisi’nden Lefkoşa Belediye başkan adayı olan Hasan Sertoğlu, büyük bir başarı göstererek ikinci sırada bitirdiği seçimin ardından, gerisin geriye Futbol Federasyonu başkanlığına döndü.
Aslında, itiraf etmeliyim ki, bir enkaz olarak devraldığı Futbol Federasyonu’nun 18 ay içerisinde mali portresi süper, tesisleri mükemmel ve en önemlisi uluslararası tanınmışlık konusunda büyük mesafe aldıran Sertoğlu’nun en büyük destekçilerinden bir olmuştum.
Ne var ki, sürekli reddetmesine ve bunu deklare etmesine rağmen, bağlı bulunduğu tükenmiş partisinin yetkilerine günün sonunda yok deyemeyen Sertoğlu, o her zaman gönlünde yatan Lefkoşa Belediye başkanlığı için aday olmayı kabul etti.
Kabul ettikten sonra başladığı seçim kampanyasında, Lefkoşa Belediyesi’ni güya bir başka parti mahvetmiş gibi, garip garip hesap sormaya geleceğini söylemeye başladı.
Gerçekte, özel işlerinde başarılı bir iş adamı ve mütehait olan Sertoğlu, Kaymaklı Kulübü ile Futbol Federasyonu’ndaki başarılarını referans olarak kullanarak, belediye başkanlığına talip olurken, partisinin kötü sicilini ve viziyonunu unuttu.
Bu konunda, katıldığı televiziyon programlarında vatandaşların sen doğru adamsın ama partin yanlış soruları ile karşılaşan Sertoğlu’nun bu sorular karşısındaki sıkıntısı gözle görülüyordu.
Neyse, geçmişte olduğu gibi, Futbol Federasyonu başkanı olduğu dönemlerde Demokrat Parti’den sürekli aday olan ve bu dönemlerde Futbol Federasyonu başkanlığından izinli olarak ayrılan ve seçimi kaybedince tekrar Futbol Federasyonu başkanlığına dönen Ömer Adal örneği, Sertoğlu da Futbol Federasyonu başkanlığına döndü.
Döndü de, her zaman “ben siyasetçi değilim, siyaset ile uğraşmam ve bulunduğum örgüte siyaseti sokmam” düşüncesi büyük yara aldı.
Görev yaptığı 18 ayda, gerçekten Futbol Federasyonu’na siyaseti sokmayan, hatta yardımcılığına Ali Karavezierler gibi, farklı dünya görüşü olan saygın bir arkadaşı getirmesine rağmen, kendisi bir siyasetçi olarak Futbol Federasyonu başkanlığına döndü.
Bu noktada, Sertoğlu’nun başkanlığını bir kez daha gözden geçirmesi gerekir diye düşünyorum. Aslında, ben değil sadece diğer spor kamuoyunda da bu görüş var. Bu nedenle, bir kez daha üyelerinin güven oyuna gitmesi ve güven tazelemesi daha iyi olur.
Ha, üstelik bir de KOP ile Zürih randevusu var. Kıbrıs Futbol Federasyonu ve FIFA Sertoğlu’nun siyasal duruş nedeniyle, Zürih randevusuna sıcak bakmıyor.
Ah, Sertoğlu Kıbrıs’ta futbolu birleştirme misyonunda tam başarıyı yakalamak ve tarihe geçme olaslığını yakalamışken, siyaset uğruna tüm umutları öldürdün.
-------------------------------------------------------
Kadri başarıya mahkum
Evet, beklenen seçim gerçekleşti ve Lefkoşa’nın umudu Kadri Fellahoğlu, Amiral Gemisi’nin kaptanlığına seçildi. Bu yazıyı yazdığım dakikalarda Lefkoşa Belediye başkanlığına seçildi.
Eminim ki, üstünde taşıdığı CTP-BG vizyonu gömleğiyle bu zor görevde başarılı olacak Kadri Fellahoğlu, yani başarıya mahkum. Çünkü, bağlı bulunduğu partisi ve dünya görüşü sevgili Fellahoğlu’nu bu başarıya mahkum ediyor.
O tanıtım filimindeki gibi, bir diş çöreği halkı ile paylaşan, Lefkoşa sokaklarında küçük çocuklara top oynayan ve yaşlı insanları sevgi ile kucaklayan yüreği insan sevgisi ile dolu Kadri bu işi başaracaktır.
Ve insanların tüylerini diken diken eden o etkileyici sesliyle Hikmet Kurtarıcıoğulları ve Grup Soundband dediği gibi “Oylar Fellahoğlu’na” tanıtım şarkısındaki Kadri Fellahoğlu’nu göremek istiyoruz. O ünlü futbol söylemindeki gibi de atak bir başkan “Haydi haydi Kadri tam zamanı şimdi”