Sezonu ikinci sırada tamamlayan Yenicami, Kıbrıs Kupası’nı kazanarak taraftarını mutlu etmenin sevincini yaşamıştır.
Sezona kötü giren, ancak erken yapılan müdahale sonucunda gidebileceği en iyi yerde sezona noktalayan Yenicami, takımını, yönetimini teknik heyetini ve kendisini yalnız bırakmayan taraftarının kutluyorum.
1983’den beri lig şampiyonluğuna hasret kalan, 2003’den beri de Kıbrıs Kupası’nı kazanamayan Kara Kartallar, dün akşam MTG’yi, iki sıfırlık skorla geçip on yıldır özlem duyduğu kupayı müzesine götürmüş oldu.
Aslında ligin en büyük kupası lig şampiyonluğudur. Bu yıl ki performansları ile ancak Kıbrıs Kupası’nı müzesine götürmeyi hak etmeleri, sezon içerisinde ortaya koydukları mücadeleci ve onurlu duruşlarının eseri olarak değerlendiriyorum.
Final maçında futbol adına güzel hareketlerin sergilenmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Böyle maçlarda ne yazık ki güzel futbol izleyemiyoruz. Bu maçların tek amacı kupayı kazanmaktır. Kazan da nasıl kazanırsan kazan düşüncesi futbolu çirkinleştiriyor. Aslında tarihe ve hatıralara kupayı kazanan yazılıyor. İyi oynayıp kupayı kaybetseniz kimse iyi oynadılar ancak kupayı kaybettiler demeyecek. Tarih kazananı yazacaktır. O nedenledir ki hem teknik heyet hem de oyuncular korkarak oynamayı tercih ediyorlar.
Özellikle ilk yarıda sahada üç pası bir arada göremedik. Her iki takım da korkak futbolu tercih edip, savunmayı kalabalık tutunca da pozisyon zenginliği bakımından kısır bir oyun oynandı.
İkinci devre Yenicami oyuna biraz daha atak başladı. Rakibinin üzerine gidince panikledi, ceza alanı içerisinde Adile yapılan hareketle penaltı kazandı. Aslında her iki takımın o ana kadar gol atması tamamen tesadüflere bağlıydı. Bir sıfırdan sonra film koptu ve Yenicami biraz daha rahat oynamaya başladı. Arkasından ikinci gol de gelince Yenicami amacına ulaşmış oldu.
Yenicami kupayı, maçın kahramanı kaleci Ali Duvarcı’ya borçludur. Özellikle ilk devrede çıkardığı iki tane top vardı ki, MTG bunları golle noktalasaydı, Yenicami’nin maçı döndürmesi çok zor olurdu. Çünkü Massa sakat oynadı, Hüseyin Sadıklar sakat olduğu için oynatılmadı. Tansel’in sakatlığı ise kronikleşmiş. O yüzden MTG ilk yarıda golleri bulsaydı, Yenicami’nin bu şartlarda maçı çevirmesi mucizelere kalırdı.
İşte bu noktada Ali Duvarcı’nın her iki devrede ortaya koyduğu başarılı oyun, Yenicami’nin kupayı kazanmasında en önemli rolü oynayan oyuncuydu.
Genel olarak her iki takım da kötü bir futbol oynamasına rağmen, MTG’den Uğur, Kadir, Conteh ve Sami; Yenicami’den de Adil, Ünal, Evren, Murat ve Erdoğ oynanan oyuna rağmen çok iyi mücadele ettiler.
Finalde, hoş olmayan tek olay, bazı MTG taraftarlarının sahaya girip polisle kavga etmeleriydi. Bu sezon birçok maçta takımlarını desteklemeye gitmeyen, kötü günlerinde takımlarının yanında olmayan bu taraftarın, sırf kupa finalidir diye ortaya çıkıp taşkınlık yapmalarına anlam vermek mümkün değildir.
Hem de hiçbir olay yokken sahaya girip olay çıkartan bu taraftar takımlarına ne kadar zarar verdiklerinin farkında bile değiller. Bu takım bu yıl kendi yağı ve ciğeri ile kavrulurken neredeydiniz beyefendiler.
Polisimizin olaylara hemen müdahale edip, taşkınlık büyümeden, sahaya girenleri etkisiz hale getirmelerini takdirle karşılıyorum. Birçok maçta, maalesef polislerimiz, olaylara seyirci kalırken, akşamki maçta anında müdahaleleri yerindeydi. Stadın dışında, polisimize yapılan darp girişimlerini de tasvip etmediğimi belirtmek isterim.
Sonuç olarak hiçbir neden yokken yaşanan bu tatsızlığın dışında, organizasyon mükemmel noktalandı. Polis Genel Müdürü’nün maçta olması, olaylara anında müdahale etmede önemli rol oynadığını da belirtmek isterim.
Yenicami, iki yıldan beridir hem heyecan, hem renk kattığı süper ligde, alınlarının akı ile bir kupa kazanıp sezonu noktalamanın mutluluğunu yaşamıştır.
Maçın hakemi Tilki, mükemmel bir maç yönetmiştir. Nerdeyse kusursu yönetti diyebiliriz. Bu sezon gösterdiği performansla da finali yönetmeyi hak etmişti.