Bu hafta sonu, Kuzey Kıbrıs’ın kaderini belirleyecek çok önemli bir seçime gidiyoruz.
Her beş yılda bir yapılan ve özellikle Kıbrıslı Türkler’in geleceğinde en çok söz sahibi olan, Kıbrıs’ın birleşmesi misyonunu görüşmeci olarak sürdüren Cumhurbaşkanı’nı seçiyoruz.
Her ne kadar da bu “Belge’nin Penceresi” bir spor sayfası olsa da, Kıbrıslı Türkler’in dünyadan izolasyonlarında ekonomik durumdan sonra en önemlisi olan spor ambargosuna karşı yapılan mücadeleyi de bu çerçevede düşünmek gerekir.
FIFA gözetiminde, 2013 Aralık ayında Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu başkanı Hasan Sertoğlu’nun önderliğinde Kıbrıs Futbol Federasyonu ile başlayan “Kıbrıs’ta futbolu birleştirme” görüşmeleri, Kıbrıslı Türklerin dünya ile kucaklaşması konusunda hızla devam ederken, bu mücadeleye destek veren güçlerin başını çeken CTP-BG’nin daha da güçlü olması büyük bir önem arz etmektedir.
Hele hele son aylarda ve son günlerde, Kuzey Kıbrıs’ın gündeminde birinci sırada olan “Kıbrıs’ta futbolu birleştirme misyonunu”ndaki rolü nedeniyle, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hayati bir seçim olduğu ortaya çıkar.
Bu bağlamda, Kıbrıs’ta barış ve çözümün önderliğini yapan Kuzey Kıbrıs’ın en büyük sol partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi, geçmişte bu görevi başarı ile sürdüren ikinci cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’tan sonra, Dr. Sibel Siber ile bu büyük yürüyüşe devam ediyor.
30 yıldır, Dünyanın tanımadığı bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, eski bir söylem ile “Mandıra Düzeni” devam ederken, Kuzey Kıbrıs’a uygulanan izolasyonların kalkması sadece bir hayalden öteye gitmiyor.
İşte bu nedenledir ki, Kıbrıs’ta Barış ve Çözüm güçlerinin cumhurbaşkanı adayı olan Dr. Sibel Siber’in, cumhurbaşkanı seçilmesi gerekir.
İki dönem önce, CTP-BG’den Lefkoşa Milletvekili olarak Cumhuriyet Meclisi’ne giren Sibel Siber, 2013’de İrsen Küçük başkanlığındaki UBP’nin kendi iç sorunları nedeniyle, tepetaklak gitmesinin ardından CTP-BG-TDP-DP ortak koalisyonunda başbakanlığa getirilmesi hem CTP-BG, hem de Dr. Sibel Siber açısından bir kilometre taşı olmuştur.
Başarılı bir hükümet deneyimi de geçiren ve tüm Kuzey Kıbrıs halkının takdirine mazhar olan Dr. Sibel Siber ile “Dünya’ya açılmanın tam zamanıdır” diye düşünüyorum.
----------
BAL Ligi’nde skandal ve bizim futbolcularımız
Kıbrıslı Türk futbolcuların Türkiye liglerine transfer olmaları gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Şöyle ki, bu futbolcuların transferleri ile Kuzey Kıbrıs’taki kulüplerinin mağduriyeti Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile bu federasyonu tanımayan Türkiye Futbol Federasyonu’nu karşı karşıya getirmişti.
Bu noktada, büyük bir isyana dönen Kuzey Kıbrıs’taki kulüplerin başkaldırısını önlemek için devreye giren Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun, Türkiye Futbol Federasyonu başkanı Yıldırım Demirören’ i Kuzey Kıbrıs’a çağırması adeta bir fiyaskoya dönüştü.
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu başkanı Hasan Sertoğlu’nu ziyaret etmekten kaçınan bu zat ne var ki, Cumhurbaşkanı Dr. Eroğlu ile Başbakan Yardımcısı Spor vs. Bakanı Serdar Denktaş tarafından adeta kucaklanmıştı.
İşte, bu fiyasko devam ederken, Türkiye Amatör Bölgesel Lig’de yer alan Uşakspor’da oynayan iki futbolcumuz Çağrı Kıral ile Musa Şanlıer, sözleşmeleri biter bitmez Uşakspor’da tarafından yerine getirilmesi gerek mükellefiyetler yerine getirilmeden adeta kapı önünde kondular.
Kurallara gereği, Türkiye Amatör Bölgesel Lig’de kulüplerin futbolcular ile bir yıllık sözleşme imzaladıkları biliniyor. Ne var ki, bu iki futbolcumuz Çağrı Kıral ile Musa Şanlıer sona eren sözleşmeleri sonunda diğer takım ark adaşlarıyla birlikte sözleşmeden doğan maddi haklarını alamadan adeta iane gibi verilen 500’er TL ile gönderildiler.
Tabii, bu uygulama sadece bizim futbolcularımız Çağrı Kıral ile Musa Şanlıer’e yapılmadı. Tüm Uşaksporlu futbolculara uygulanan bu yöntem tam bir skandaldır.
Bu konuda, bizleri Türkiye liglerine taşımayı düşünen Başbakan Yardımcısı, Spor vs. Bakanı Serdar Denktaş ne diyecek? İşte, bunlar için KOP ile birleşme sürecine devam diyoruz.
-------------------
Efsane üçlü’den artık Üner yok
Bir dönemler, Kıbrıs Türk futbolunu domine eden Leymosun’un ünlü takımı Doğan Türk Birliği’nin bir efsane futbolcusu daha aramızdan ayrıldı.
Bir süredir, geçirdiği rahatsızlığın ardından 15 Nisan 2015 Çarşamba günü aramızdan ayrılan bu büyük futbolcu, büyük insan, Doğan Türk Birliği’nin gelmiş, geçmiş en golcü futbolcularından biri olan Üner Berkalp’tir kuşkusuz.
27 Eylül 1937 yılında Mağusa’da doğan Üner Berkalp, daha sonra ailece yerleştikleri Leymosun’da kendisini Kıbrıs Türk futbolunun efsaneleri arasına sokacak, Doğan Türk Birliği kulübünde oynamaya başladı.
30 Ekim 1955 yılında kurulan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun 1955 yılında organize ettiği ilk lig sezonunda şampiyon olan ve bu başarısını 1955-56,1956-57 ve 1957-58 sezonlarında üst üste üç şampiyonlukla taçlandıran efsane Doğan Türk Birliği’nin, efsane golcüsüydü Üner Berkalp.
Doğan Türk Birliği’nde oynarken, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde birlikte okudukları arkadaşları Özel ve Önder ile müthiş bir forvet oluşturan Berkalp, rakip takımların adeta belalısı olmuştu.
O yıllarda, Üner, Önder, Özel üçlüsü adeta bir efsaneydi. Özellikle, Üner Berkalp attığı müthiş gollerle Fenerbahçe’nin bile dikkatini çekmişti.
1960 yılında Baf Ülkü Yurdu’na transfer olan Berkalp, 1963 de futbol yaşamını tamamladıktan sonra, yine büyük başarılar elde edeceği teknik direktörlüğe soyundu. Baf Ülkü Yurdu, Yalova, Binatlı, Yenicami, Lefke, K.Kaymaklı ve Milli takımda antrenörlük yapan Berkalp’i o zaman yönetici olduğum K.Kaymaklı’da tanımıştım.
Teknik adamlığında, sonradan 1984-85, 85-86 sezonlarında Lig şampiyonu olacak olan K.Kaymaklı’nın temelini atarken, 1986-87 sezonunda Baf Ülkü Yurdu ile lig şampiyonluğu yaşamış, Yalova ile Binatlı’yı da Birinci Lige taşımıştı.
Engin futbol bilgisi yanında, adam gibi bir adam olan Üner Berkalp, geride Cenk Berkalp isimli mükemmel bir oğul ve Dr. Ayten Berkalp gibi bir efsane sporcu, yönetici ve insan bıraktı. Rahat uyu Üner hocam.