Doğan T. Birliği, sanırım hafta içi oynayacağı Kupa karşılaşması için bazı futbolcularını dinlendirmeyi düşünerek G. Gücü maçına çıktı ama hani neredeyse Genç takımı ile çıksa bile yenebileceği bir rakip buldu karşısında.
Özellikle ilk yarıda Doğan karşısında öyle kötü bir futbol oynadılar ki, Doğan ancak antrenman maçlarında bu denli kolay pozisyonlar bulabilir ve goller atabilirdi. Yirmi beş dakikada üç farklı öne geçen DTB futbolcuları, biraz daha dikkatli olabilseler, farkın ilk yarıda altıyı bulması işten bile değildi.
Halil Turan, hareketli, koşan, gerçek bir forvet oyuncusu ama uzun boyuna rağmen hava toplarında etkili olamıyor. Ya zamanlaması hatalı, toplara erken yükseliyor, ya da topa alnının neresi ile vuracağını hesaplayamıyor. Kanat oyuncusu Selim, toptan ayrılmamak için hani becerebilse, tüm sahada çalım atacak rakip arayacak. Onu çalımlıyor, diğerini çalımlıyor, pas vermek yerine üçüncüsüne topu kaptırıyor.
Hamit, Hocasının ilk 11’de kendisine şans vermesini iyi değerlendirdi. On altı dakikada birbirinden şık iki gol atarak alkış aldı.
Ali Savaşan ve Salih, savunma kanat oyuncuları olmalarına rağmen sık sık ileri çıkarak ortalar yaptılar. Emin ile Yusuf da savunmanın ortasında özellikle ilk yarıda belki de hayatlarının en rahat oyunlarını oynadılar. Emin bir de gol attı.
İkinci yarıda üstlerine gelen rakipleri karşısında beş değişiklik yaparak oyuncularının dinlenmesini sağlayan Doğan kenar yönetimi, oyuna sonradan giren Aydın’ın golü ile skoru dört farka taşıyarak maçın finişini yaptı.
Gençlik Gücü, bugüne kadar izlediğim takımlardan en zayıf kadrolardan birine sahip.
Yani, bir takım 45 dakika içinde rakip ceza alanına hiç mi girmez? 45 dakika boyunca Doğan kalesine çekilen tek şut 44’de Mishali’den geldi, o şut da kaleci Ozan’ın ellerine gitti.
İkinci yarıda biraz hareketlendiler; Ümitcan’ın şutu kaleci Ozan’dan döndü, Aşkın’ın vuruşu ve Mishali’nin şutları direklerden döndü. Zaten Gençlik Gücü adına 90 dakikanın özeti bu.
Rakip ceza alanı çevresinde faul atışı kullanıyorlar. Doğan’dan bir tek Selim orta sahada kendi yarı alanı içinde, G. Gücü ise dört oyuncu ile top döner de Selim alır diye kendi sahasında onu bekliyor. 4-0 geride olan bir takım böyle bir anlayışla futbol mu oynar?
Gençlik Gücü şanslı bir takım, çünkü Değirmenlik Kulübünün Lig’den düşmesi, onların Lig’de kalma şanslarını çoğaltıyor. Bir şansları da, Gönyeli ve Hamitköy’ün de kendileri gibi Süper Lig için zayıf kadroya sahip olmaları. Ama takdir edilecek en önemli yanları ise centilmenlikte sınır tanımayan futbolculara sahipler. Ne hakemle, ne de rakipleri ile uğraşıyorlar.
Futbolda yenilirseniz, yenersiniz ama çirkinlik yapmadan oynamak en büyük meziyet. Bunu da karşılaşmalarda çok az sayıda gördüğüm için G. G. Adına altını çizerek yazıyorum.