Kimler geldi kimler geçti spordan…
Ne yetenekler.
Başka topraklarda doğmuş olsalardı eminim ki üst düzey spor organizasyonlarında kürsüde yerlerini alırlardı.
Son 20 yılda hafızamda kalanları yazmak istedim
Masatenisinde Dinç Türeray…
Atletizmde Ömer Yalçıner, Ayten Zabit, Mehmet Günel…
Basketbolda Buran Atakan, Mustafa Sütçü, Ahmet Sütçü…
Futbolda Necati Tilki Vehbi Özerem, Ertan Oyal, Cenk Berkalp, Sertaç Karayel…
Voleybolda Cenk Altıntaş…
Saymakla bitmez.
Tüm spor branşlarında yetenekleri üst düzeyde olan kişiler mutlaka olmuştur.
Gerek, ülkenin siyasi durumu, gereke ülkenin spor yol haritasındaki “barikatlar”, gerekse yanlış spor eğitimi birçok yeteneğin kaybolup gitmesine neden oldu.
Örneğin atletizmde Ömer Yalçıner’in 400 metredeki 47.02’lik derecesini kaybettik biz.
Öyle küçümsenecek bir derece değildir bu derece.
Büyük ve ses getirecek bir 400 metre derecesidir.
Ömeri’in bu dereceyi hangi yaşta yaptığını hesaplamak gerekir.
Ve hangi koşullarda.
Antrenörünün eğitim durumu, beslenme uzmanının olmayışını, psikolojik danışmanının bulunmayışını hesaba katarsak, 47.02’lik derece KKTC atletizmin en başarılı derecesidir.
Ömer’in üzerinde durulmuş olunsa, doğru eğitim verilse ve KKTC Anayasa’sının 61’inci maddesinde yer alan “Devlet, her yaştaki yurttaşın beden ve ruh sağlığını geliştirecek, sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemleri alır, gerekli spor tesislerini yapar ve BAŞARILI SPORCULARI korur” cümlesini uygulasa bugün Ömer 10 Ağustos’ta başlayacak Dünya Atletizm Şampiyonası’nda piste çıkacaktı belki de.
Bu söylediklerim tüm branşlardaki elit sporcuları kapsar.
Peki biz ne yaptık.
En verimli çağlarında sporcularımızı askere yollayıp körelttik.
Önlerini açmadık.
Sporcunun önünü açmadığımız, idol oluşturacak kişilere destek vermediğimiz sürece de ülkenin her metre karesine bir spor tesisi yapmak siyasi rant elde etmekten öteye gitmez.