Tüm Kuzey Kıbrıs’ta hafta sonunu teslim alan şiddetli rüzgar altında dün, Cihangir’de oynanan karşılaşmada geçtiğimiz haftanın iki flaş takımı Cihangir ile Lefke kötü bir futbol sergiledikleri karşılaşmada hak etmedikleri birer puan aldılar.
Orta hakem Ecvet Kanatlı’nın son yıllarda yönettiği belki de en kolay maçı olan Cihangir-Lefke karşılaşmasında inanın ki, iki takım adına sadece net birer pozisyon vardı.
Bu iki pozisyondan ilki, daha birinci dakikada Kemal Solkanat’ın ceza sahası üstünden attığı şut idi. Bu mükemmel şutu kaleci Türkkan adeta uçarak kornere attı.
Bu pozisyonun karşıtı da ikinci yarının 46. dakikasında oldu. Bu kez Cihangir’in kazandığı kornerden gelen topu Lefke defansının uzaklaştıramaması sonucu önünde bulan Ali Bayır’ın yerden köşeye giden müthiş şutunu bu kez kaleci Mehmet Özeralp köşeden aldı.
İşte, bu iki pozisyon dışında doksan dakika rüzgarın da etkisiyle her iki takım, gol atmak yerine bir kaza golüne kurban gitmemek için mücadele etti.
Böylece, eksilen dediği gibi “İki Korkar Bezirgan” ortaya çıktı. Halbuki bu iki takımdan özellikle, ev sahibi Cihangir’in konuk ettiği Lefke’den daha çok üç puana gereksinimi vardı.
Ne var ki, Mehmetali Özgürgün’ün öğrencileri bir türlü o ivmeyi yakalayamadı. Konuk Lefke’de üç puan olmazsa bir puan da iyidir felsefesiyle sadece, golcü Kasım Tağman’dan gol bekleyince, Kasım’ın tek başına mücadelesi sonuç vermedi.
Aslında, her iki takımda orta sahayı çok süratli ve kolay geçerken, bir türlü kanatlardan oynamayı veya verkaç yapmayı düşünemediler veya becermediler.
Her iki takımada bakıldığında, bu karşılaşmada ön plana çıkan futbolcu var mı diye düşünüyorum da, birer ciddi kurtarış yapan Kaleciler Türkkan Delideniz ile Mehmet Özeralp’ın dışında başka bir futbolcu söyleyemiyorum.
Bu saatten sonra, daha rahat bir konumda olan Lefke’nin tuzu kuru olduğu görülürken, play-out içine adeta gömülen Cihangir’in silkinmesi ve bir atak yapması gerekiyor.
Yoksa, play-out’a kalacak bir Cihangir’in play-out’ta işinin zor olacağını düşünüyorum.
Bu karşılaşmada dikkati çeken nokta ne yazık ki karşılaşma ile ilgili değil de saha komiserinin gayri ciddi veya bilinçsiz davranışı idi. İsminin İbrahim olduğunu sonradan öğrendiğim saha komiseri, maç varakalarını hazırlarken, bir kural olan futbolcu soyadlarının bazılarını yazdı; bazılarını yazmadı. Bu da, biz spor yazarlarına sıkıntı verdi.
Sevgili Merkez Hakem Kurulu başkanı Sadık Özbilgehan’a sevgilerle duyurulur.