Sporun içersindeyseniz, yönetimden memnuniyet olmadığını görürsünüz.
Federasyonlar dertli, kulüpler marazlı, antrenörler “eh” durumunda, sporcular dışa açılamama sıkıntısında…
Spor basını ise eleştiri boyutunu nabza göre şerbet vererek ayarlıyor.
***
Tesisler yapıla dursun, şuralarda kararlar alınsın, eğitimler gerçekleştirilsin çok da gelişim sağlanmıyor. Hep bir ileriye gidiş için yapılsa da tüm bunlar yerimizde saydığımız gerçeği gün gibi ortadadır.
Sporun yönetimi siyasi erkin elinde olduğu sürece memnuniyetsizlik devam edecek. Gelen gideni eleştirecek, giden gelene vuracak.
Oysa sporun siyasi erkten ayrılma zamanı gelmiştir. Bugüne kadar sporun en üst makamında oturan kişiler, seçim kaygısı yaşamış ve yatırımların büyük bir bölümünü kendi bölgelerine yapmıştır.
Mesela Kemal Dürüst Spor Bakanı iken, seçim bölgesi olan Güzelyurt’u neredeyse sporun baş kenti haline getirmiştir.
Arz talep meselesi değerlendirmesi yapmadan yapılan tesisler, gün boyu iki elin parmaklarını geçmeyecek kişiler tarafından kullanılıyor.
İşin özü şu; Gazimağusa Belediyesi’nin bünyesinde bulundurduğu Mağusa Gençlik Merkezi, bizim gelecekteki spor yönetim teşkilatımıza bir örnek teşkil edebilecek bir yapıdadır.
Yönetimine belediyenin karışmadığı MAGEM, bölge gençliğine hizmet veriyor.
Sosyal aktivitelerden tutunda, sportif çalışmalara kadar…
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu; MAGEM, Gazimağusa Belediyesi’nin bünyesinde yer alıyor. Ancak Gazimağusa Belediyesi MAGEM’in YÖNETİM şekline karışmıyor.
***
Öncelikle Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin geçtiğimiz hafta sonu yapılan genel kurulunda başkanlığa yeniden seçilen Ogün Genç Kaçmaz’ı yürekten kutlarım.
Belirlediği yönetim kurulu ile son dört yılda olduğu gibi canla başla çalışacağından ve çıtayı daha da yukarıya iteceğinden şüphem yok.
Görev yaptığı sürede spor yazarlığı mesleğine kurumsal anlamda kimlik kazandıran Ogün Genç Kaçmaz “dostuma” 2 yıllık döneminde de YÜREKTEN başarılar dilerim.
***
Üyesi olduğum ve belirli dönemlerde yönetici olarak da görev yaptığım KTSYD’nin zor olanı başarmasının zamanı gelmiştir.
Spor yazarlığını tam anlamıyla meslek haline getirilmesi için yönetimin ciddi kararlar alması gerekiyor artık. Mesela, saat 14.00’de takımı ile maçın başında antrenör olarak çıkan bir kişinin saat 16.30’da tv ve/veya radyolarda spor yazarı yapmaması gerekir.
Bu konuda atılacak adımlar, spor yazarlığının kamuoyundaki saygınlığını daha da artıracaktır. KTSYD’nin son 4 yılda kazandığı ve kamuoyunda takdir topladığı duruşunu daha da sağlamlaştırmak istiyorsak radikal kararlar alınmasının zamanı çoktan gelmiştir.