Son günlerde, Milli Olimpiyat Komitesi’nde yaşanan gelişmeleri dile getirmek amacı ile Perşembe günü, 30 federasyon başkanının imzasını taşıyan, ancak beş federasyon başkanının hazır bulunduğu basın toplantısında, yasal olarak izlenilmesi gereken yolun ne olması gerektiği anlatıldı.
Aslında, varlığı ile yokluğu belli olmayan bir kuruluşumuzun, son zamanlarda Futbol Federasyonu’nun üzerinden bu kadar gündem yapmasına anlam veremiyorum. Serdar Savim’in başkan olması ile birlikte, MOK’un gerçek üyeleri olan federasyonların, MOK içerisinde daha etkin olmaları amacı ile öncelikle tüzük değişikliği yapıp genel kurul yapısını değiştirmek için çalışmalar başlatıldı. Aniden ve yasal olarak hiç bir tutar yanı olmadan Savim görevden alındı.
Tüzük gereği yönetim kurulunu toplantıya başkan çağırabilir. Başkanın çagırmadığı hiç bir yönetim kurulu tolantısında alınan karalar geçerli değildir. Bilindiği üzere, Beden Eğitimi ve Spor Yasası’na göre yeni bir MOK tüzüğü yapılmıştı. Hatta federasyonların bir kaç tanesi hariç büyük bir kısmı buna üye olmuştu.
O zamanlar işler uluslararası kurallar çerçevesinde, çok da iyi bir şekilde ve uluslararası çerçevede yürütülüyordu. Fakat ne yazık ki, hükümet değişince onu ortadan kaldırıp, önünde KKTC olan MOK ile işler yürütülmeye başlandı. Aslında bir ülkede iki tane MOK olması ayrı bir komedi idi. Maalesef yasalarımız bütün bunlara cevap verdiği düşünülürse, üçüncü bir MOK da kurmak mümkündür.
Böl yönet zihniyetine cevap veren yasalarımız sayesinde, bu ülkede çifte çifte dernekler kurulabiliyor. İşte şimdi Milli Olimpiyat Komitesi’nde yaşanan olumsuzlukların nedeni de bundan kaynaklanıyor.
Kısır bir döngü içerisinde sürdürdüğümüz yaşamımızda, her kuruluş veya oluşumun kendi içerisinde yaşadıkları huzursuzluklar nedeni ile insanların şevki ve verimi düşüyor. Zaten her şeyin özveri içerisinde yapıldığı düşünülürse, bu gibi olumsuzluklar sporumuza yarar değil zarar verir.
Perşembe gün yapılan toplantıda da özellikle Aşkın Burcu MOK konusunda ilgili gelişmeleri anlatırken, gereksiz şeyler için ne kadar efor harcadıklarına şahit oldum. Esas görevleri ülkedeki spor branşlarını geliştirmek iken, önlerine çıkan anomalileri çözmek için nelerle uğraştıklarını dinledik. Aslında önce yasalarımızın düzeltilmesi, anlaşılır ve açık olması gerekiyor. Herkes başına buyruk, kendi anladığı şekilde davranmamalıdır.
30 federasyon ve Serdar Savim’in mücadeleci ve dirençli davranışlarını takdir ediyorum. Kim vurduya getirip statükonun devamı açısından Serdar’ın görevden alınıp, yerine üstelik de yasalmışlar gibi gösterip, devlet erkanına ziyareteler başlatamaları tam bir komedi.
Aslında bu oluşuma en güzel cevap Serdar Denktaş’tan gelmiştir. “Aranızdaki proplemleri halledin de öyle gelin” demesi en doğru yaklaşımdı. “Çabuk hırsız ev sahibini evden kovar” misali, yasal bir oluşum gerçekleştirmedikleri halde, ziyaretlerde bulunup, varlıklarının doğru olduğunu kabul ettirmeye çalışmaları tam bir Ali Cengiz oyunuydu... Fakat Serdar Dekntaş’ın tavrı, yanlış olduklarının en büyük göstergesi olmuştur.