Bugüne kadar yazdığım tüm spor konulu yazılarda en çok zorlandığım konular maç yazıları olmuştur. Futbol yazarken de, basketbol yorumlarken de hatta bisiklet yazılarındaki etap konularında bile zorlanıyorum. Sebebi de “şu dakika şöyle oldu, şu şöyle oynadı” gibi özetlerde hep kötü olmam.
Bu nedenle özellikle bu sezon basketbol maçları hakkında yazarken yeni dönemin trendlerinden “yavaş gazetecilik” felsefesini kullanmaya çalışıyorum. Maç yorumlarını oynanır oynanmaz yazmak yerine kafamda bir kurgu veya odaklanmam gereken bir konsept belirliyor, akabinde sevgili Ercan Başaran’ın emeği olan northcyprusbasketball.com sayfasından detaylı maç istatistiklerini inceliyor, akabinde odaklandığım nokta üzerinden yorumlarımı yapıyorum. Okuyanları hiç bilmiyorum ama, yazarken benim keyif aldığım bir yazı böyle ortaya çıkıyor.
Perşembe akşamı oynanan maçın üzerinden 3 gün geçmesine rağmen, kafamda bir konsept oturtamadım. Bunun sebebi maç içinde basketbol adına neredeyse hiçbir zevk verici unsur görememem. Bunun en büyük sebebi sanıyorum ki iki tarafından da maçı kazanma arzularının onları hataya ve kötü oyuna sevk etmesiydi. LAÜ deplasmanda bir maçı çalmak isterken, YDÜ ise evinden kayıpsız ayrılıp, herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için sahadaydı. Bu da stresi beraberinde getirdi. YDÜ maçı uzun bir süre önde götürmesine rağmen ilk iki periyot bir türlü maçı koparacak darbeyi vuramadı.
Yine de istatistikler üzerinden konuşacak olursak söyleyeceğimiz birkaç şey olabilir diye düşünüyorum.
- Maçın tamamında çok amatör bir takım oyunu sahadaydı. Savunma ve hücumda iki takım da hata üstüne hata yaptı. Bir türlü karşı rakibin top kayıplarını değerlendiremeyen görüntü çizdi iki takım da.
- YDÜ’de ilk maç oyuna etki edemediğini söylediğimiz Halil Kutruza bu maçta da çok etkili değildi. Özellikle 3 sayılık atışlarda formu çok düşüktü. Aynı şekilde ilk maç çok yüksek verimlilik ile oynayan İhsan Öğütçü de bu maç 3 sayılık noktasında felaket bir yüzde ile oynadı. Buna rağmen boyalı alanda bulduğu sayılar ile etkili oldu diyebiliriz.
- YDÜ genel olarak 2 maçta da 3 sayılık konusunda kötü bir yüzde ile oynuyor. Normal sezonda %31 civarında bir 3 sayı yüzde ortalaması yakalayan takım son 2 maçta %20 ve %25 ile oynuyor. Bu maçta da yüzdeliğin artmasındaki tek sebep Ahmet Dağer.
- Ahmet Dağer geçen maç olduğu gibi bu maçta da takımın en iyi oyuncusuydu. Kötünün içindeki iyi demek istemiyorum, çünkü gerçekten iyi bir maç çıkarmayı başardı ve fark yaratan oyuncu olmayı başardı. Normal sezonda çok az 3 sayılık deneyen ve %20 civarı isabet ile oynayan Ahmet, bu maç 4 denemesini de sayıya çevirerek %100’lük bir maç çıkardı. Sezon başlarındaki maçlardan sonra ilk kez bu kadar uzun süre alan Ahmet, tecrübesi ile maç içerisinde iyi saklanarak ve gerektiği yerde hamlelerini yaparak oyununu dengeli tutmayı başardı. Toplamda aldığı 9 ribaunda ile de takımına iki yönlü destek verebildiğini herkese göstermiş oldu. İş disiplini açısından tüm gençlere örnek olması gereken bir sporcu olduğunu düşünüyorum.
- YDÜ koçu Halit Kıryağdı ise geçen maça oranla bu maç tam 10 farklı oyuncu sahaya sürerek rotasyonu iyi kullandı. Tabii ki bunda maçın son periyot kopmasının etkisi de büyüktü.
- Geçen maç 5 verimlilik puanı ile oynayan Macura ise bu maçta verimlilik puanını 25’e çıkararak galibiyette önemli pay sahibi oldu. Özellikle hücumdaki pick and roll oyunlarında hem içeri devrilerek hem de geride kalarak kendisine boş alanlar yaratmayı başardı.
- LAÜ adına işler hiç iyi gitmedi. Maçı hızlı geçiş hücumları (transition plays) ile oynamaya çalışan LAÜ bu hücumlardan sonuç alamayınca hem moral olarak çöktü hem de nabzı yükselttiği maçta erken yoruldu. Bu noktada birçok hızlı geçiş hücumunda topu taşıyan Doğukan’ın da erken yorulması tercih hatalarını da beraberinde getirdi.
- Doğukan’ın sezon boyunca en iyi oynaması ve anlaşması gereken oyuncu Rajko. Fakat bu ikilinin girdiği tüm tepe hücumları ya daha başlamadan kendi anlaşmazlıkları sebebiyle bitiyor, ya da istenilen akışı sağlayamadığı için sonlanıyor. Orhun Hocanın buna kesin bir çözüm bulması gerek. Doğukan’ın da Rajko’nun da net bir yedeği olmaması da LAÜ’yü bu noktada zora sokuyor.
- İlk maç LAÜ adına en yüksek verimlilik puanı ile oynayan Dennis’in bu maçtaki verimlilik puanı 1. Maça hiç giremediğinden ve perdelerde yakalanan eşleşmeleri (mismatch) penetre ile kullanamayan bir Dennis bu maçta çok kötü bir yüzde ile oynadı. İlk maç kullandığı 6 adet 3 sayılık atışta da isabet sağlayamayan bir oyuncunun daha çok içeriye penetre şansını kullanması ve çizgiye gitmeye çalışması gerekiyor. Bu maçta da 2 adet 3 sayılık denedi ve yine başarılı olamadı.
- Uzun alternatifi zaman zaman yetersiz kalan LAÜ ribaundlarda da ilk maç olduğu gibi yine geride kaldı ve maçtan erken koptu.
- İki takım da Lefke’ye taşınan seri için çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu hissedebiliyorum. Bakalım neler göreceğiz.