Bilal gibi ülkenin en iyi stoperlerinden birini yitirdiğinizde, onun ayarında olmasa bile en azından iş yapacak bir stoperi monte etmeniz gerekir ama Türk Ocağı’nın, Karşıyaka’dan aldığı ve takımdaki altyapıdan olmayan tek futbolu Olgun, üzülerek söylüyorum bu yeri dolduracak kalitede bir stoper değil.
Belki Karşıyaka’da görevini başarı ile yapıyordu, İlk kez oynadığı bir takımda yabancılık da çekmiş olabilir ama rakip santrafordan bu denli çalım yiyen, her defasında aciz duruma düşen bir futbolcu olmak, onun adına şanssızlık olsa gerek. Hoş, Olgun, Sampson Agoha karşısında aciz kaldı da, diğer stoper İlker İnceler kalmadı mı? O da, Olgun’la birlikte, hem de aynı anda çalımlardan nasibini aldı.
Kaleci Hüseyin farkı önleyen kurtarışlar yaptı. Mehmet Uçar, İsmet, İlker Tek, Ali Avcısoyu ellerinden geleni yaptılar. İbrahim, sakatlıktan mı nedir? Dura dura oynuyor, topu kaptırdıklarında geri dönmüyor. Duran top kullandığında bir şutu direkten döndü, o da onun ve takımının şanssızlığı oldu.
Cevdet, oynamaya oynamaya futbolu unutmuş. Gerçek yeri olan forvette etkili olamadı. T. Ocağı’nda bir tek Doğukan’ı ayrı değerlendirmek gerekir. Maçın son dakikasına kadar çok çalıştı, top taşıdı, çalımlarla rakiplerini eksiltti, kale içine toplar indirdi ama Cevdet bunları değerlendiremedi.
Türk Ocağı, bir eksik oynayan rakibine üç farkla yenildi ama bu daha çok Sampson’un mükemmel oynamasından, başka bir anlatımla, Ocak savunma oyuncularının onu tutamamalarından kaynaklandı.
Tek iddiası, altyapıdan gelen futbolcuları ile ligde tutunmak olan T. Ocağı’nın bu hedefe rahatlıkla ulaşacağı konusunda şüphem yok. Çünkü her takımda Sampson gibi bir yetenek yok. Ayrıca, çok daha zayıf takımlar var.
Gönyeli, devre arasında gerçekten nokta transfer yapmış. Yirmi yaşını daha bitirmemiş Nijeryalı gol ayağı; uzun boyuna rağmen müthiş hızlı ve estetik çalımlar atabilen bir futbolcu. Attığı iki golde ve kalecinin kurtardıklarında da rakibi çalımlarla eksiltip vuruş yapabildi. Vuruş tekniğini geliştirdiği takdirde, Süper Lig’in en iş yapan golcüsü olur.
Gönyeli futbolcuları, topu kazandıklarında hızla çıkabilen bir futbolu Ocak karşısında uygulamayı başardılar. Özellikle savunmada kazanılan toplar ve kanat bindirmelerinde topu Sampson’la buluşturmasını başardılar. On kişi kaldıkları dakikalarda bile panik yapmadan aynı sistemi uyguladılar. Kağan’ın yerine 60’ıncı dakikada oyuna giren genç Şükrü harika işler yaptı. Savunmayı çalımladı, geçti, vurdu, top kaleciden döndü. Uzatmanın son dakikasında aynı beceriyi gösterdi, takımına penaltı kazandırdı, skoru üçleyen golü attı.
Yardımcı hakem Mustafa Torun, Sampson’un ikinci golünde sanki ofsayt pozisyonunu kaçırmış gibi geldi bana. Savunmadan atılan uzun topla buluştuğunda Sampson, sanki savunmanın önünde idi. T. Ocağı’nı da bu ikinci gol yıktı zaten.