Karşılaşmanın henüz başlarında Ocak şık bir golle öne geçmiş, farkı açmak için pozisyonlar da buluyor ama yerlilere göre profesyonel sayılan bir yabancı futbolcu bir çuval inciri berbat ediyor. Cephas Doku, henüz ilk yarının ortalarında direk kırmızı kartla oyun dışında kalıyor. Hani, savunmada gol yememek için bu faulü yapsa “Eh bir haklı tarafı var” dersin ama bu arkadaş, rakip sahada, hem de hiç gereği yokken bu faulü yaparak oyun dışı kalınca “Senden bir şey olmaz” dedirtiyor insana.
Zaten gol yapmakta zorlanan T. Ocağı, bir eksik kalınca değişikliği kenarda aramak yerine oyun içinde yaptı; golü atan Hikmet’i ortaya çekti, ortada oynayan Ertaç ileride oynamaya başladı. Savunmanın sağında oynayan Mehmet Gürpınar da çalım sevdasından topu kaptırınca, Tacettin harika bir vuruşla eşitliği sağlayarak soyunma odasına skoru eşitleyerek gittiler.
Devre arası yapılan doğru değişiklik, yediklerin golün mimarı Mehmet Gürpınar’ın oyundan alınıp yerine Tahsin’in girmesi oldu. Mehmet’in yaptığı hatalar nedeniyle morali bozulmuştu, bu nedenle doğru bir değişiklik oldu.
İkinci yarıda baskısı artan Mesarya’nın karşısında sayı olarak bir eksik ama Ertaç’ın ayağına top beklemesi, topu kaybettiklerinde geriye gelmemesi nedeniyle gerçekte iki eksik oynayan T. Ocağı, bu nedenle çok pozisyon vermeye başladı.
Kazandıkları topları özellikle Musa ile rakip kaleye getiren T. Ocağı Musa’nın bu topları Ertaç’la buluşturma çabası sonuçsuz kalınca, beraberliği sağlamaları yine Musa’nın güzel vuruşu ile geldi. Hakkını yemeyelim, Ertaç’ın şık pasının Musa ile buluşması harika idi.
Beraberliği sağlayan ama sahasından çıkamayan T. Ocağı yorulmaya başlayınca, Mesarya futbolcuları pozisyonlar buldu. Önce Adefem resim çektirir gibi arka direk önünde kafa ile golü attı, arkasından diğer yabancısı Filipe Alves faul atışını doğrudan ağlara gönderdi, Mustafa Yaşınses, savunma oyuncusu Kemal’i çalımlayarak topu köşeye gönderdi ve filmin sonunu getirdi.
Ertaç, yılların verdiği fiziki yıpranma nedeniyle mücadele edemiyor, topu kaptırdıklarında koşamıyor. Dolayısıyla eşit sayıda oynadıklarında bu pek sırıtmasa da, bir eksik oynadıklarında zaaf ortaya çıkıyor. Kenar yönetim, skor 2-2’ye geldikten sonra hızlı ve kolay adam geçebilen Musa’yı en ileride oynatıp, Ertaç’ı oyundan alıp yerine Mahmut’u sahaya sürseydi, belki kontrataktan başka gol bulma şansları olurdu diye düşünüyorum.
Eksik oynamaları elbette bir mazeret ama Hüseyin gibi iyi bir kalecinin, ellerinin arasından geçen bir topun ağlara gitmesini önleyememesi, uzun savunma oyuncuları olan T. Ocağı’nın altı pas içine indirilen her topa Mesarya futbolcularının kafa vurmasına engel olamayışı bana tuhaf geldi.
Mesarya, T. Ocağını yenmesine rağmen son 20 dakika hariç hiç de üstün bir oyun kuramadı. İki yabancısı kolay goller attılar ama dişli bir savunma karşısında ne yaparlar bu soru işareti. Mustafa Yaşınses ve maç başlamadan sakatlanan Ahmet Can’ın yerine ilk 11’de başlayan Tacettin gerçekten çok iyi oynadılar.