Özellikle ikinci devre ve son bölüm nefes kesti diyebiliriz. Böylesine gollü bir günde, bu maçtan sadece bir penaltı golü izleyerek ayrılacak olsaydık herhalde üzülürdük. İlk devrede yaptığı hataları azaltan, rakip takım üzerindeki baskıyı artıran ve elindeki kısıtlı kadroyla en iyisini yapmaya çalışan ve başaran Yeni Boğaziçi, aslında altın değerinde bir puanı kazanmayı başarmış oldu. Savunmada İbrahim Gökova, orta alanda Abdullah ve hücumda Orji Maduka’dan yoksun başlayan kırmızı lacivertliler, erken değişiklikle Mehmet Çağakan’ın oyuna girmesiyle orta alanda biraz toparlandılar. Adem’in kişisel çabasının da etkisiyle ileriye çıkmaya çalıştılar. Yenik durumda olan bir takımın erken beraberlik golü için ileriye çıkması, rakip takımın hücumda kendilerini birçok kez az adamla yakalamasını getirdi. Çok top kaybı, ilk dakikalardaki baskının devam etmesine neden oldu. İleride top tutamayan takımda savunmada Hüseyin Gökşan ve kaleci Ersoy kritik müdahaleleri olmasa ve direkler yarım etmese, soyunma odasına farklı bir skorla gidilebilirdi. Ancak ikinci devrede daha toparlanmış ve rakip yarı sahada daha etkili bir takım izledik. Kendisinden bekleneni tam anlamıyla veremeyen Orji Maduka, yine de penaltının mimarı olunca ve yine pek etkili olamayan Mehmet Çağakan’ın Çağatay’ı zor da olsa geçmesiyle eşitlik yakalandı. Sonrasında ise baskı devam etti. Hücumda istenilen olmadı ancak yine bir duran top sonrası gizli golcü Hüseyin Gökşan’la öne geçme fırsatı doğru değerlendirildi. Ancak hücuma çıkarken oluşan savunmadaki dengesizlik, rakip rakımın savunmadan gelerek pozisyon üreten oyuncusunu tutamanın nedeni oldu ve galibiyet sevinci fazla sürmedi. Son bölüm ise daha çok uzaktan şutların denendiği dakikalardan oluştu. Sonuçta dünkü maçta önemli ve oyun içinde etkili olan birçok oyuncusundan yoksun oynayan Yeni Boğaziçi, önemli bir puanı alarak haftayı en az zararla kapatmış oldu.
Serdarlı ise dünkü maçta oyun üstünlüğü kurarak ve baskı yaparak geçmiş maçların aksine hücumda etkili olan bir oyun anlayışıyla oynadı. İleride Ümit, Mustafa Arnavut ve ortada Salih’in pozitif oyunları takımın hücumda güçlü olmasını getirdi. Ancak son vuruşlar veya asist pasları direklerden ya da savunmacı ve kaleciden dönünce ilk devrede farkı artırma şansı kullanılamadı. İkinci devrede ise rakibin baskısı artınca, kırmızı beyazlıların klasik göbekte kapanma anlayışını izledik. Nitekim rakip gollerini ancak iki duran top vuruşundan veya organizasyonundan bulabildi. Bu kadar hareketli ve baskılı ve hatta tempolu oynayabilen bir Serdarlı’da İbrahim Kabore’nin tutuk ve formsuz oyunu, gol yollarında negatif durum oluşturdu. Ayağa paslarla orta alanı çabuk geçebilen takım, buna karşılık forvet hattında etkili olamadı. İbrahim Faye’nin dengesiz savunma içerisinde bulduğu pozisyonu gol olarak değerlendirmesi son sekiz dakikalık bölümde yine bir Serdarlı baskısı getirir diye düşündüm. Ancak olmadı. Kaleye gönderilen şuursuz orta veya vuruşlarla son bölüm boşa harcandı. Galibiyet golü de gelmeyince önemli sayılabilecek ancak üç puanın da kazanılabileceği bir deplasmandan bir puanla dönmek zorunda kalındı.
Kerem Eran genel olarak iyi bir yönetim gösterdi. Yardımcılar da öyle. Penaltılar doğru karardı. Ancak birkaç faul pozisyonunda kart dahi çıkması gerekirken, doğru kararlar verilmedi.
Bu arada bu sezon ilk kez maç izleme olanağı bulduğum Yeni Boğaziçi Osman Ergün Mehmet Stadı’nın basın odasının da çok iyi bir duruma getirildiğini belirtirken, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.