2012 yılında FIFA’nın teşvik etmesiyle “Kıbrıs’ta Futbolu Birleştirmek” misyonu ile start alan KTFF-KOP görüşmlerinde sona yaklaşılırken, 1 Nisan 1955 yılında “ENOSİS” Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için harekete geçen EOKA tedhiş örgütünün başlattığı Kıbrıs sorunu çözüm noktasına geldi.
Eğer, EOKA’nın kuruluşunu baz olarak alırsak, 60 yıla yakalaşan Kıbrıs sorunun çözümü için taraflar çözümün anahtarı olan “ORTAK BELGE” konusunda uzlaştı gibi. Belki de, bu yazının yayınladığı saatlerde Kıbrıslı Rumların kabul ettiği belgeyi, Kıbrıslı Türkler de kabul etmiş olacak. Kıbrıslı Türklerin Ortak Belge’yi kabul etmesi ile her alanda olduğu gibi, bir süredir devam eden KTFF-KOP görüşmelerinde durum değişecektir.
Çünkü, KTFF-KOP taslak metininde yer alan KOP şemsiyesi altına girme, Kıbrıs sorunu çözülünceye kadar geçici bir çözüm olarak yer almaktadır. Bu durumda Ortak Belge ile gelecek çözüm, KTFF’nin KOP’tan ayrı bir duruma getirilmesini sağlayabilir diye düşünüyorum.
ORTAK METİN
1. Birleşik Kıbrıs, Avrupa Birliği'nde ortak gelecek sağlayacak.
2. Siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dayalı olacak Birleşik Kıbrıs, Birleşmiş Milletler'in ve Avrupa Birliği'nin üyesi olarak tek uluslarası hukuki kimliğe ve BM kuruluş anlaşmasına uygun olarak BM'ye üye tüm ülkelerin sahip olduğu tanımlanan tek egemenliğe sahip olacaktır.
3. Bu egemenlik Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklere eşit yayılacaktır.
4. Federal Yasa tarafından düzenlenmiş tek Birleşik Kıbrıs vatandaşlığı olacaktır.
5. Birleşik Kıbrıs’ın tüm vatandaşları ayrıca, Kıbrıslı Rum Kurucu Devleti veya Kıbrıslı Türk Kurucu Devleti’nin vatandaşları olacaktır.
6. Kurucu devletler tüm yetkilerini bütünüyle ve geri döndürülemez şekilde federal hükümetin müdahalesinden özgür olarak kullanabilecektir.
7. Hiç bir taraf, diğer taraf üzerinde otorite ve idari yetkiye sahip olmayacaktır.
8. Birleşik Kıbrıs Federasyonu, iki tarafta eşzamanlı yer alacak referandumda anlaşmanın onaylanması sonucu ortaya çıkacaktır. Federal Anayasa, Birleşik Kıbrıs’ın iki eşit statüye sahip, iki kurucu devletten oluşacağını belirtecektir.
9. Başka bir ülke ile herhangi bir şekilde kısmi veya bütünlüklü birleşme veya herhangi bir bölünme, ayrılma veya kurulu düzenin tek taraflı değişimi yasaklanacaktır.
Bu maddeler aslında, KTFF-KOP görüşmelerini de direk olarak etkileyeceği gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Metinde, tek egemenlik vurgusu yapılsa da, başlıklarda siyasi eşitlik, tek egemenlik gibi hususlar yer alsa da “Bu egemenlik Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklere eşit yayılacaktır” denmektedir. Bu durumda, FIFA hala daha KTFF’nin KOP şemsiyesi altına girmesini mi isteyecektir? Kanımca, burada teknik bir sorun ortaya çıkacaktır. Federal Devlet’te, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu 31 Ekim 1955 yılında kazandığı ancak, 15 Kasım 1983 yılında kaybettiği FIFA TÜZEL KİŞİLİĞİNİ tekrar elde edecek mi? Federal devlet olgusu tüm Kıbrıs’ı kapsayacağına göre, Türk Federal Devleti’nin kurumları otomatikman, dünyadaki kuruluşlarda yerini alacaktır diye düşünüyorum.
Başlıkların yedincisinde “Hiç bir taraf, diğer taraf üzerinde otorite ve idari yetkiye sahip olmayacaktır” deniyor. Evet, bu Ortak Belge’nin diğer maddeleri Kıbrıslı Türklere Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nde tam bir eşitlik veriyor. Acaba, bu görüş KTFF-KOP görüşmelerine nasıl yansıyacaktır? Başkan Sertoğlu’nun konuyu, KOP ve FIFA ile bir kez daha gözden geçirmesi gerekecektir diye düşünüyorum.
-----------------
Akdeniz TV naklen yayınları neden sustu?
Sezon başında büyük iddialarla Futbol Federasyonu naklen yayın ihalesini kazanan ve oluşturduğu teknik altyapı ile naklen yayınlara fırtına gibi giren Akdeniz TV, liglerin ikinci yarısına uydu ödemlerinde yaşanan kriz nedeniyle son vermek zorunda kaldı.
Buna göre, K-Pet Süper Ligi ikinci yarının ilk hafta maçlarını naklen GENÇ TV üzerinden verirken, ikinci hafta maçlarını karasal yayında banttan verdi.
Akdeniz TV bu hafta ise, eğer bir başka kanaldan lojistik yardım almazsa, maçları karasal yayından banttan vermeye devam edecek gibi.
Ne var ki, naklen yayının birinci muhataplarından olan ve Akdeniz TV ile sözleşme imzalayan Futbol Federasyonu’ndan bu konunda tıs yok. Başkan Sertoğlu’nun olaya müdahalesini bekliyoruz.
Bu noktada, sezon başı imzalanan protokolün hükümlerinde naklen yayının bir şekilde sona ermesi veya kesilmesi hakkında ne gibi, maddeler var?
Yükümlülük kimdedir? Hukuksal boyut hangi noktadadır. Ne olursa olsun, naklen yayınların kesilmesi gerçekten can sıkıcı bir olay. Bu konunda suçlu aramıyorum zaten. Akdeniz Medya Grubu Başkanı Hüseyin Macit Yusuf naklen yayın ihalesine girmiş, bugüne kadar çok cüzi rakamlarla genelde devletin televizyonu olan BRTK, sanırım bir sezon da GENÇ TV tarafından üstlenen naklen yayın ihalesini Akdeniz TV, Futbol Federasyonu ile 75,000 TL karşılığında kazanmıştı.
Bazı spor yazarlarının katkısıyle de yayınları daha çağdaş, daha teknik bir ortamda Türkiye’nin Lig TV kanalından da teknik ve lojistik destek alarak, yedi kamera ile naklen yayınlamaya da başladı.
Bu spor yazarlarının canlı yayınlardaki katkısı bedelini almak üzere canlı ve bant yayınlarında maç anlatımı ve yorumculukla kısıtlı olduğu biliniyor.
Lig TV’ye de hizmet veren ekip ise, her hafta Türkiye’den getirilerek, yayın kalitesi açısından KKTC’de bugüne kadar görülmemiş şekilde maç çekimleri yapıldı. Bu arada, altı kameralı naklen yayın aracı futbolun dışındaki dallarda da ülke sporuna hizmet vermeye çalıştı.
K-Pet Süper Liginin ilk yarısı sorunsuz sona ererken, Akdeniz TV’nin, BRTK aracılığıyle üstlendiği Up-Link paketinde yer olmaması gerekçesiyle, Akdeniz TV yayınlarını BRTK tesislerine ulaştırma yerine, sinyalini kendi şartlarıyle ek bedel ödeyerek, fiber optik kablo üzerinden Gölbaşı’na ulaştırarak yayın yapmaya başladı. Ancak, son iki ayda TürkSat uydusuna olan mükellefiyetini yerine getirmediği gerekçesiyle, TürkSat yayınlarının kapatılmasıyle uydu yayınları ve naklen yayınlar sona ermiş oldu.
Geriye dönüp, olayın başlangıcına bakarsak, TRT’nin lojisitik ve teknik desteği ile Aralık 2009 yılında bir paket halinde TürkSat uydusuna çıkan televizyonların UP-LİNK ücreti olan 30,000’lik aylık aidatları Bakanlar Kurulu tarafından ödeniyordu. Bu televizyonlar uyduya çıkarken, Akdeniz TV bu pakette yer almadı.
Ancak, uydu yayınına geçerken, TürkSat’ta bu mükellefiyeti tek başına karşılamak durumunda kaldı. Bu arada, pakete dahil edilmek için de, Yayın Yüksek Kurulu’na başvuran Hüseyin Macit’in bu başvurusu, Yayın Yüksek Kurulu Başkanı İlkay Diren imzalı yazıyı ile Başbakanlığa gönderildi.
Temmuz 2013 tarihinden beri Yedi aydır TürkSat uydusundan yayın yapan ve son iki aylık kirasını nedeniyle TürkSat’taki yayınları kesildi.
Bu arada, Akdeniz TV’nin Türksat Kıbrıs paketinde yer alması konusunda Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Kültür, Turizm ve Spor Bakanı Serdar Denktaş’ın Yayın Yüksek Kurulu kriterlerine uygun olarak, hazırlanan önerge Bakanlar Kurulu’na taşındı.
Sorun ne olursa olsun, sezon başı muhteşem bir başlangıç yapan futbol naklen yayınları adeta bir trajedi ile sona erdi. Ortaya çıkan bu kaotik durumdan sadece spor kamuoyu mağdur oldu. Bu noktada, naklen yayının muhataplarından Futbol Federasyonu, Akdeniz TV ile Yüksek Yayın Kurulu ile Bakanlar Kurulu sorunu bir şekilde çözmelidirler.
----------------
Gençlik Gücü nereden nereye?
1952 yılında Lefkoşa’nın ünlü Çağlayan bölgesinde kurulan ve o dönemler Türkiye’nin ünlü takımlarından olan VEFA’nın renkleri olan yeşil-beyazı alan Gençlik Gücü ne yazık ki, acımasız yıllara direnmeye çalışıyor.
Yılların bu acımasızlığı karşısında her bir-iki yılda bir yükseldiği Süper Lig’de asansör takım haline gelen Gençlik Gücü, bu sezonda ligde son sırada yer alırken, ligden düşeceği kesin gibi.
Çok ilginçtir tarihinde, hiç Süper Lig şampiyonluğu olmayan ancak, bir dönem kupalara ambargo koyan Gençlik Gücü aynı zamanda bir darb-ı mesel haline gelen “OYNA GG” sloganının da yaratcısı olurken, bu kulübün tarihinde Türk dünyasının en büyük kupası sayılan 100. Yıl Atatürk Kupası yer alıyor.
3 Ekim 1981 tarihinde Akdoğan Özgürlük Stadı’nda oynanan 100. Yıl Atatürk Kupası finalinde Gençlik Gücü, Kaymaklı’yı 3-2 mağlup ederek, bu anlamlı kupanın ebedi sahibi olmuştu.