K-Pet Süper Lig’de haftanın en önemli maçlarından birinde Baf Ülkü Yurdu ile Mağusa Türk Gücü karşı karşıya geldi. Ligde ikinci devreye iyi giren ve seri galibiyetler alan iki ekibin mücadelesi beklendiği gibi her sonuca açık geçti. Baf Ülkü Yurdu takımı son haftalardaki kompakt görüntüsünü bozmadı ve Mağusa Türk Gücü’nün de durgun olduğu günde rakibini mağlup etmeyi başardı.
Baf Ülkü Yurdu’nun doğruları çok fazlaydı. Savunma disiplini, orta alanın oyunun iki yönüne katkısı ve ileri uç elemanlarının rakibi yıpratması bu maçta bana göre galibiyetin en önemli etkenleri. Baf Ülkü Yurdu’nda savunmanın göbeğinde Lawal ve Bünyamin müthiş bir ikili olmuş. Özellikle Bünyamin’in kazanılması çok önemliydi. Güçlü fiziğiyle yerden ve havadan yaptığı kritik hamlelerle çok iyi iş çıkardı. Mustafa Tekpınar’ın ve Fikri Arslan’ın haddini bilerek her pozisyonda hücuma çıkmaması, orta alanda Arif’in savunma ile orta alan arasındaki köprü görevini üstlenmesi galibiyetin artılarındandır. Bir kere Bülent Aytaç takımını çok iyi tanımış. Hangi oyuncudan ne kadar verim alacağını, nerede katkı alacağını çok iyi çözmüş. Bunu yaptığı oyuncu değişikliklerinde de oyun içi hamlelerle de gösterdi. Takımın iki genci Hüseyin Hürben ve Hasan Sedatgil oyunun kenarlarında çok iyi etki gösterdi. Orta alanda Hamis ve Harris’le topun sürekli buluşturulması, oyun disiplini adına önemli bir hamleydi. Bu sizin hafta arasında belli bir oyun üzerinde çalıştığınızın göstergesi. İleride Lelo Mbele inanılmaz bir performans sergiledi. Ligin belki de en önemli savunmacıları arasında yer alan Lewis Mike’ı inanılmaz zorladı ve MTG savunmasını çok yıprattı. Attığı iki golle de galibiyetin önemli mimarı oldu. Baf Ülkü Yurdu maç boyunca oyun alanına iyi yayıldı. Oyunu hep rakip sahada oynamaya çalıştı ve bunda da büyük ölçüde başarılı oldu. Özellikle takımın boyunun uzadığı anlarda da Bülent Aytaç’ın oyuna hamleleri hemen rakibi kontrol altına almasını sağladı. Son 20 dakika hariç Mağusa Türk Gücü’nü çok fazla kaleye yaklaştırmadan oynadılar. Baf Ülkü Yurdu iyi bir randıman yakaladı ve kompakt bir görüntü veriyor.
Mağusa Türk Gücü ise ligin ikinci devresinde ilk 3 haftada aldığı 9 puanla dikkatleri üzerine çekmişti. Bu maçta da belki favoriydi ama belli ki alınan arka arkaya 3 galibiyet bu takımda rehavete sebep olmuş. Bu rehavetten ancak maçın son 20 dakikasında kurtulabildiler ancak artık çok geçti. Maçta koşmayan, rakibi izleyen ve hücum varyasyonlarında çok zayıf bir Mağusa Türk Gücü vardı. Yasin’in hastalığı sebebiyle yedek başlaması hücum gücünü %40 azaltmıştır. Zira Yasin’in yokluğunda Kabore ve Mehmet Çil istediği topları alamadı. Bu iki oyuncu da aldığı ender topları ezdi. Henüz bu ligde hiçbir şeyin bitmediğini dün Değirmenlik gösterdi. Henüz sahada çok puanlar var. O yüzden Mağusa Türk Gücü bu rehavetten kurtulmalı. İlk üç haftadaki o önde basan, rakibi boğan, savunmada geçit vermeyen Mağusa Türk Gücü’nü bu hafta göremedim. Hem beklerin hücuma çıkmayışı, hem orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliği bu mağlubiyetin ana sebepleri. İleride Kabore gibi oyuncunuz varsa ve onu beslemezseniz, gol bulamazsınız.
Maçın hakemi Kerem Eran maça etki edecek hatalar yapmadı, ancak yardımcı hakemlerine biraz daha güvenmeli. İki pozisyonda yardımcı hakemlerinin verdiği kararları değiştirdi. Bunların birinde haklı diğerinde ise haksızdı. Bu maç içi kararlar yardımcı hakeminizin de güvenini kaybettirir ve maç içi konsantrasyonunun düşmesine de sebep olabilir.