Rekabetin adı var

Nezihi Beyaz

TOL-DTB rekabetinin görüntüsü ne sahada ne de tribünde ortaya çıkmayınca, sıradan bir maçı izlemek zorunda kaldık.

Geçmişte bırakın tribünlerin dolmasını, kale arkası ve duvarın tamamı taraftarlarla dolar, seyircinin gürültüsü Girne’nin içinden bile duyulurdu. Artık, bağırmalar sadece hakeme yapılıyor, duvarın üzerine oturan birkaç ilkokul öğrencisi Doğan taraftarının cılız sesi de olmasa, takımlarını destekleyen taraftar coşkusunu da göremeyeceğiz. Hoş, oynayanların kaç tanesi Limasol’u görmüş ki, geçmiş rekabeti bilsin.

Ocak, Ertaç’ı savunmanın göbeğinde oynatarak Doğan hücumlarını önleyip ayağa paslarla rakip kaleye gitmeyi düşünmüş. Aslında doğru bir hamle idi ama ilk yarıda Ahmet’in kayması ile kazanılan topu Hikmet, Emre’nin kayması ile kazanılan topu Cephas Dokou değerlendiremeyince, gol şanslarını yitirdiler.

T. Ocağı’nda bir tek Musa biraz hareketli ve rakip kalede bir şeyler yapmaya çalıştı, O’na da Doğan kalecisi Ozan izin vermedi. T. Ocağı futbolcuları Süper Lig için yeterli değil. Yabancıları da katkı veremeyince yenilgiler kaçınılmaz oluyor. Yabancıları bal yapmaz arılar. Koşuyorlar, top kazanmaya çalışıyorlar ama bu topları kaptırıyorlar.   

Doğan’da Kenan pozisyonların tümünde imzası olan bir futbolcu oldu. Belki gol atmadı ama özellikle ilk yarıda tüm topları sağ kanattan getiren ve gol pozisyonu hazırlayan isim oldu. Farouk’un ilk yarıda attığı iki golde de topu taşıyan, rakip ceza alanına kadar getiren Kenan oldu.

Farouk, orta sahada oynamasına rağmen topu kazandıklarında bitmek bilmez enerjisi ile rakip ceza alanında bitiyor ve pozisyonlara giriyor. Bunları ikisini değerlendirince, ilk yarı bitmeden iki gole imza attı.

Sahanın ağır oluşundan kaynaklandığını sandığım Ahmet ve Emre’nin topla oynarken yere düşmesi, T. Ocağı’na gol şansları yarattı ama Hikmet ve Dokou bunları değerlendiremediler.

DTB’nin T. Ocağı’na acıyacağını düşünenler bu iki takımı da tanımıyor demektir. Tarihlerinde ikisi de birbirlerine bilerek puan vermediler. Hele hele bu karşılaşma yıllar önce oynansaydı, hafta başında karşılıklı birbirlerini ti’ye almalar başlar, tribünler önünde iddialara girmeler görülür, maç sonunda da, skora göre bir taraf diğerini hafta boyunca gırgıra alırdı. 

Haftalar sonra Scoreboard’un düzelen Mete Adanır Stadı, bu kez maç öncesi stat elektriklerinin tribün tarafının yanmaması ile bizi şaşırttı. Neyse ki, DTB Başkanı’nın girişimi ile birileri geldi de, stat ışıklarının sigortasını yaptılar. Haliyle 20 dakika geç başladı maç.