İki 30 puanlı takımın mücadelesi kuşkusuz haftanın en önemli maçlarından biriydi. Şampiyonun birkaç hafta önceden belli olması bütün dikkatleri ligin alt sıralarındaki maçlara yöneltti. Düşme korkusu yaşayan iki ekip için de bu maç çok önemliydi. Maç öncesi yapılan değerlendirmelere baktığımızda Binatlı yerinde oynadığı son iki maçı kazanmıştı. Mağusa Türk Gücü ise, dışarıda oynadığı son iki maçı kaybetmişti. Bu değerlendirmelere bakıldığında Binatlı’nın galibiyete daha yakın olduğu söylenebilirdi, ancak maç sahada kazanılırdı. Açıkcası maçın başlama vuruşu ile birlikte her iki takımın da beraberliğe razı bir düşünce içerisinde oldukları dikkatlerden kaçmadı. Topu kazanan MTG’nin kendi yarı alanında top çevirmesi, buna karşılık Binatlı takımının rakibine baskı yapmaması daha ilk dakikadan her iki takımın da mentalitesini ortaya koydu. İlk yarı boyunca ne Binatlı takımı, ne de MTG takımı oyunu rakip sahaya yıkmaya çalıştı. İki takım da rakip alanda çoğalmakta zorluk yaşadılar, zira savunma anlamında zaafiyet yaşamamak adına hep geride fazla adamla oynadılar. Her iki takım da beraberliğin kendilerine yarayacağını düşünüyordu ki bana göre bu doğru bir düşünce değildi. Değirmenlik takımının alacağı bir galibiyet, her iki takım için de büyük bir dezavantaj oluşturacaktı. İlk yarı boyunca iki takımın da cılız atakları dışında pozisyon zenginliği olmayan bir oyun seyrettik. İkinci yarıya başlarken MTG hocası Ali Oraloğlu’nun yaptığı bir değişiklik oyuna damgasını vurdu. Ali İmam – Uvanç değişikliği Mağusa’nın oyununa son derece pozitif yansırken oyunun da kaderini değiştirdi. Topla manevra yeteneği yüksek bir oyuncu olan Uvanç, futbol zekasıyla da MTG’yi bir adım ileri taşıdı. Penaltı ile sonuçlanan atağın olgunlaşmasında da onun payı vardı. Mağusa penaltı golü ile skor avantajını ele geçirince Binatlı uykudan uyandı. Bu bölümden sonra oyunu domine etmeye ve MTG üzerine gitmeye başladı. Mağusa oyunun geri kalan bölümünde iyi kapandı ve rakibine pozisyon vermemeye çalıştı. Pozisyon verdiği anlarda da sahneye tecrübeli kaleci Türkkan çıktı ve Binatlı forvetlerine gol şansı tanımadı.
Hakem kararlarını beğenmeyen birkaç Binatlı seyircisinin hakemin sahada çaldığı yada çalmadığı düdüklerden basın tribünündeki spor yazarlarını sorumlu tutması nasıl bir mentalitedir anlamış değilim. Bunu tüm camiaya mal etmek tabi ki doğru değil ancak, seyircilerin oto kontrol mekanizmasını çalıştırması ve duyarlı olması şart.