28 Temmuz seçimlerinden sonra, CTP-BG Genel Başkanı, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun kurduğu CTP-BG/DP-UG hükümetinde çok kalabalık bir bakanlık üstlenen Serdar Denktaş bu kalabalık bakanlıkları arasına sporu da bonus olarak aldı.
Sıkı durun; Serdar Denktaş’ın üstlendikleri bakanlıkları nefesim yettiğince sunuyorum. Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi, Kültür ve Turizm Bakanlıkları. Vay be okudum. Neyse, Başbakan yardımcılığı, Ekonomi, Kültür ve Turizmi bir yana bırakalım, doksanlı yıllarda da bir süre üstlendiği Gençlik ve Spor Bakanlığı’na dönelim.
Aslında, bu kadar kalabalık bir bakanlığı devralan Serdar Denktaş’a ben dahil, bazı spor yazarları bu kadar kalabalık bir bakanlığın arasında Spor Bakanlığı ile nasıl ilgileneceği sorusunu sormuştuk.
Bakan Denktaş, müstehzi bir ifadeyle bu işin de altından kalkabileceğini söylemişti. Ancak, geçen gün bazı Spor Bakanlığı görevlilerinden öğrendiğime göre henüz daha Spor Bakanlığı binasına bile girmemiş.
İşte, Spor Bakanlığı’nı da devralan Serdar Denktaş diğer bakanlıklara çeki düzen verirken, birden Kıbrıs’ta futbolu birleştirme adına FIFA gözetiminde KTFF-KOP görüşmlerinin ortasında bulmuş kendisini. Hele, hele 5 Kasım tarihinde Zürih’te imzalanan “GEÇİCİ BELGE” Bakan Denktaş için tuz-biber olmuş.
Bakan Serdar bu konunda, TAK aracılığıyle 21 Kasım 2013 günü yayınladığı demeçte, KTFF Başkanı Sertoğlu’na Zürih’e gitmeden önce, bir belge imzalamamasını söylediğini ve buna rağmen, Sertoğlu’nun bu geçici belgeyi imzaladığını söyledi.
Her ne kadar da Spor Bakanı olsa da, Futbol Federasyonu’nun özerk bir federasyon olduğunu unutan Bakan Denktaş, Sertoğlu’nun imzaladığı bu geçici anlaşmada yetkinin tamamen KOP’ta olacağını ve KTFF’nin KOP şemsiyesi altına gireceğini iddia etti.
Hatta, bu geçici anlşamayı “OSMOSİS”, yani Kıbrıslı Türklerin sporda Rumlar tarafından eritilmesi olarak yorumladı. Bir de, alaycı bir ifadeyle “sanki yarın Real Madrid ile oynayacağız” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu bir merhum R.R.Denktaş’ın oğlu olarak, KTFF-KOP geçici anlaşmasına karşı çıkmasını doğal karşılıyorum ama 30 yılllık KKTC servüveni sonunda spor dahil dünyadan dışlanan bir devlette o ünlü tanınma yönünde daha 15 Kasım 1983 noktasındayız.
Türkiye Cumhuriyeti dahil, 209 Birleşmiş Milletler üyesi tarafından tanımayan bir devletiz. Bu süre içerisinde sadece BM tarafından tanımayan devletler ile FİFİ-VİVA gibi panayır dünya kupaları ile kendimizi avutuyoruz.
Bu noktada, Serdar Denktaş’ın Kıbrıs Türk futbolunun dışa açılımı yolunda “Türkiye Amatör liglerine” katılma önerisi atletizm, hentbol, basketbolda olduğu gibi hem talihsiz bir açıklama, hem de bağımsız bir devlet olduğunu iddia ettiği KKTC’yi Türkiye Cumhuriyeti şemsiyesi altına taşımaktır.
Bakan Denktaş’ın bu düşüncesi, Kıbrıs görüşmelerinde yeni bir ivme kazanan çözüm çabalarına adeta bir dinamit koymaktır.
Bereket ki, hükümetin CTP-BG kanadı KTFF-KOP GEÇİCİ ANLAŞMASINA destek veriyor.
Bakan Denktaş’a, Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu’nun imzaladığı geçici anlaşmanın can alıcı noktalarını uzmanlarına bir kez daha inceletmesini öneriyorum. Ha, bazı statükocu ve KKTC’den nemalanan kişilerin karşı çıkmaları ve suçlamalarının en önemli noktası olan “Kıbrıslı Türkleri Rumlara satma”, “Futbolda KOP şemsiyesi altına girip, Futbol Federasyonu’nu itibarsılaştırma ve yetkisiz kılma diye bir durum yok.”
Bu anlaşmanın can alıcı üç noktasını Bakan Denktaş’ın bir kez daha gözden geçirmesini öneriyorum.
1. Bu anlaşma tamamen geçicidir.
2. Siyasal çözüme hiçbir zaman emsal (örnek) olmayacaktır.
3. Kıbrıs sorunun temel çözümünden sonra oluşacak siyasal yapıya göre Futbol Federasyonu yerini alacaktır.
Bu geçici anlaşmanın en çok tartışılan dördüncü maddesine zaten KTFF’nin de altlarının doldurulması yönünde açıklığa kavuşturulması önersi vardır.
a) Şöyle ki, Kıbrıslı Türklerin KOP genel kurulu, yönetim kurulu ile diğer komitelerde nasıl ve hangi oranda temsiliyeti;
b) KOP müsabaklarına katılım: önce ortak kupa ne zaman nasıl?
c) Ulusal ve Uluslar arası dostluk maçları nasıl düzenenecek?
d) KOP delegasyonlarında Kıbrıslı Türklerin temsileyeti nasıl olacak?
İşte, bu konular masadayken ve henüz kalıcı bir anlaşma imzalanmadan KAYNATILAN CADI KAZANI sadece SÜRDÜRÜLEMEZ STATÜKONUN DEVAMI İÇİNDİR diyorum.
Aslında, özel konuşmalarımızda dünya görüşüne küçük nüanslar hariç genelde katıldığım ve çok iyi bir dostum olan Bakan Denktaş’a barış yapacak kadar cesur olmasını öneriyorum.
*****************
Alkışlar Erdoğan ile Suat Kılıç’a (
İşte, “Kıbrıs’ta futbolu birleştirme” konusunda bu gelişmeler olurken bağımsız bir ülkenin Bakanı olduğunu unutan Serdar Denktaş, Futbol Federasyonu Başkanı Sertoğlu’nu Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a şikayet etmek için Ankara’nın yolunu tuttu.
Ne var ki, Bakan Kılıç çağdaş bir devlet adamı edasıyle “Futbol özerk olduğunu ve KKTC'nin bağımsız bir ülke olduğunu vurgularken, "Türkiye'de olduğu gibi adada futbolun özerk yapısına inanıyoruz. KKTC yetkili makamları, adada futbolun gelişimiyle ilgili hangi kararı alırsa, biz bu kararın gerçekleşmesine yardımcı olmaya gayret ederiz" diyerek Bakan Denktaş’a susturucu bir yanıt verdi.
Bakan Kılıç’ın bu yanıtının etkisi geçmeden bu kez Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın, Moskova’da düzenlediği basın toplantısındaki söylemiyle, KTFF-KOP arasındaki metne tam destek verirken “Yakın zaman önce Kuzey ve Güney Kıbrıs Futbol Federasyonları adayı bir bütün olarak temsil etmek için anlaşma imzaladılar. Ben bu adımın aramızdaki ilişkilere faydalı olmasını umuyorum” dedi.
Böylece, Kuzey Kıbrıs’taki statükocular yerle bir oludu. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki icraatlarıyle statükocuların ezberini bozan Başbakan Erdoğan ile Bakan Kılıç’ı Kıbrıs’ta Barış ve çözüm isteyenlerle birlikte ben de ayakta alkışlıyorum.
**************
Uluslararası arenada kaybedilen Federasyonlar
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun FIFA gözetiminde KOP ile yapılan görüşmelerde dünyalı olmak yolunu ararken, çok kısa bir şekilde yaptığım araştırmada 20 Temmuz 1974 öncesi dört federasyonumuzun uluslararası örgütlerine üye oldukları ortaya çıktı.
Bu, federasyonlar 15 Nisan 1970 de kurulan ve FILA’ya üye olan Güreş Federasyonu, 24 Haziran 1970’de kurulan ve FIVBA’ya üye olan Voleybol Federasyonu ile 12 Ekim 1970’de kurulan ve IAAF’a üye olan Atletizm Federasyonu’ydu.
Bu arada, 29 Ekim 1955’de kurulan Futbol Federasyonu da, 16 Ağustos 1960 da kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde ortak olan Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Anayasası’nda yer alan taraflar “spor, kültür ve eğitimlerinde özerktir” maddesinden yaralanarak, uluslararası temaslara devam etmişti.
Ta ki, 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar. Bu tarihten sonra hemen toplanan BM Güvenlik Konseyi aldığı 550 ve 449 sayılı karar ile KKTC diye bir devletin olmadığını dünyaya duyurdu. İşte sonun başlangıcı KKTC’nin kurulmasıydı.