Çok uzun zaman önce duydum bu fikri.
Ne yalan söyleyeyim inanmadım.
Kesin bir aksilik çıkar ve vazgeçilir dedim birçok insan gibi.
Olacak iş değildi çünkü. Güney komşumuzun elinde olan “hakkı” bizimle paylaşması fikri.
Bildiğiniz gibi ilk çıkan fikir; Ralli’nin yarısının Güney’de, yarısının da Kuzey’de yapılmasıydı. Sonra yapılan incelemelerde etaplarımız çok beğenilmişti fakat altyapı eksikliği gündeme gelince geri adım atılmıştı.
KKTOK Başkanı Sayın Hasan Macila ve özellikle Ralli Komitesi Başkanı Sayın Tigin Kişmir, o kadar çok inanmıştı ki bu işin oluruna, geri adım atmadı. Bu işin üzerine gittiler ve Kıbrıs Otomobil Kurumu başkanı Sayın Antonis Michaelides’in de iyi niyetli yaklaşımıyla Lefkoşa’nın içinde yapılacak ortak özel seyirci etabı için kolları sıvadılar.
Bu işin yapılabilmesi için bu işe inanan birileri olmalıydı. Belki de en çok inanması gereken o kişi inanmamış olsaydı bu iş olmazdı. O kişi, Devlet’in birçok kademesini ikna eden ve bu işin yolunu açan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Sayın Serdar Denktaş. Cumhurbaşkanımız Sayın Dr.Derviş Eroğlu’na, Başbakanımız Sayın Özkan Yorgancıoğlu’na, Dışişleri Bakanımız Sayın Özdil Nami’ye, Sağlık Bakanlığı’na, Tarım Bakanlığı’na, Karayolları Dairesi’ne, Güvenlik Kuvvetleri’ne, Polis Teşkilatı’na, İtfaiye Genel Müdürlüğü’ne ve Lefkoşa Türk Belediyesi’ne çok iş düşüyordu çünkü bu yolda.
Sonraki süreç Tigin Kişmir için çok yorucu bir süreçti. Herkes de bir heyecan hakimdi ama bu adamın üzerine binen yük o kadar çoktu ki, bir çok duyguyu aynı anda yaşıyordu; heyecan, stres, korku...
Süre daralıyordu ve Kişmir halen toplantı üstüne toplantı yapıyordu. İcraat’a geçebilmek için yeterli sürenin kaldığından bile emin değildi..
Ve artık icraat zamanıydı. İşte, orada KKTOK’nun organizasyonlarında görev alan “Workteam”e görev düşüyordu. Sayıları nispeten az olan ekip 55 kişiye çıkarıldı, eğitildi ve görev almaya hazır hale getirildi.
Lefkoşalı rahatsız edilmemek için yarıştan bir gece önce kapatılan yollarda hummalı bir çalışma yapılarak etap baştan sona kritik yerlere beton bariyer, geri kalan yerlere ise demir bariyerler konularak, her detayı düşünülen kusursuz bir etap hazırlandı.
19 Eylül 2014 Cuma, Saat 17:38’de, Dünyaca ünlü ralli pilotu Nasser Al Attiyah Taksim Sahası’na uçarak girince, olaya tanıklık eden 10 binlerce insanın tüyleri diken diken oldu. Görev alan herkesin gözlerinden yaş geldi ve işte o tarihe tanıklık ettik..
Günlerce bu organizasyonun kusursuz çalışması için kafa patlatan, gecelerce uykusuz heyecanla bekleyen ve emeği geçen herkesin emeğine değdiğini hissettikleri o ana tanıklık ettik..
Bu organizasyonda Kıbrıslı Türk rallicilerin de yer alması, emeği geçen herkesin hayaliydi elbette. Uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapabildiğimizi gösterebilmek istememiz gibi, Uluslararası arenada Kıbrıslı Türk rallicilerin de var olduğunu göstermek istedik.
16 yarışmacımız yer almak istediğini belirterek kayıt yaptırdı yarışa. Fakat, ülkemizin kanayan yarası olan sponsorsuzluk yüzünden 10 yarışmacımız yer alamadı. Yarış öncesi bazı yazılı basında ve sosyal medyada yer aldığı gibi Teknik kontrolü geçemediklerinden değil, destek bulamadıkları için teknik kontrole gitmediler.
Kısacası 6 yarışmacımız yer aldı bu organizasyonda ve bir futbol maçında gol olmuş gibi gürültü koptu Taksim sahasına yarışmacılarımız girdiğinde..
Ben bu organizasyonda emeği geçen ve bize bu duyguları yaşatan herkesi tebrik ederken, yarışa katılan, şanssızlık yaşamalarına rağmen bu organizasyonda yer alan yarışmacılarımızı ve onlara sponsor olan firmaları tebrik ederim..
19 Eylül’de onlar tarih yazdılar, biz de bu tarihe tanıklık ettik.. Umarım bundan sonra spor ambargosu olmadan, ülkemizin spor dalları hak ettiği değeri görür.