Yenicami’nin kuruluşunda emekleri olan ve başarılı futboluyla göz dolduran Hüseyin (Ahmet) Araz’ın 13 Ağustos 1950 tarihinde denizde boğularak hayatını kaybettiğini geçmiş yazılarımızda da kaleme alıp, bu köşeden sizlerle paylaşmıştık.
Lefkoşa’nın Yenicami bölgesini tümden yasa boğan bu boğulma olayının haberini 16 Ağustos 1950 tarihli Hürsöz gazetesi okurlarına “Feci Bir Boğulma Hâdisesi” başlığıyla ve şu satırlarla duyurmuştu:
“Geçen Pazar günü, Lefkoşalı Ahmet Onbaşı oğlu 17 yaşında Hüseyin Araz Girne sahillerinde 5 Mil Plajı’nda banyo yapmakta olduğu bir sırada denizde boğulmuştur. Bu müessif hadise hakkında aldığımız etraflı malûmatı hulâseten aziz okuyucularımıza sunuyor:
Geçen Pazar günü sabahleyin Hüseyin Araz Lefkoşa’dan Girne sahillerindeki plajlara yolcu taşıyan otomobillerin birine atlayarak kardeşinden yarım saat evvel 5 Mil Plajına varmıştı. Yarım saat sonra başka bir otombille Plaja gelen kardeşi Atalay, Arazı kumların üzerinde yatır buldu. Kendisini yemeğe davet etmişse de Araz sala gitmek için denize atladı.
Aradan kısa bir müddet geçtikten sonra denizde banyo edenlerin birisinin boğuma tehlikesi geçirdiğini işiten Atalay, denize atladığı ve imdat isteyen şahsın yanına yaklaştığı zaman boğulmak tehlikesi geçiren kimsenin kardeşi olduğunu farketmişti. Bir yabancı kurtarmak gay ve zânnıyle denize giren Atalay, kardeşini tehlikeli görünce yanına yaklaşmış ve sağ elinden tutarak dışarı çıkarmaya var kuvvetiyle çalışmıştır.
Hırçın ve dalgalı olan denizde yüzmek çok güç oluyordu. Dev misali bir birini takip ederek gelen dalgalar denizde yalnız başlarına kalmış iki kardeşin üzerlerinden aşıyor ve hayatlarını tehlikeye koyuyordu. Son kuvvetli bir dalga iki kardeşi birbirinden ayırdı. Atalay kardeşi Arazı bulmak için gayret sarfetmişse de maalesef muvaffak olmamış ve dışarı çıkıp bazı tertibat almayı düşünmüş ve dışarı çıkmıştır. Atalay dışarı çıktığı zaman etrafını saran halk kendisini denize girmekten menetti. Bu sırada bir arkadaşı vasıtasıyla Polise telefon eden Atalay diğer taraftan bir kağuççuk arayıp tekrar denize girmeye teşebbüs etmiş fakat lâstik bulamamıştır.
Arazın cesedi ertesi günü sakinleşen sularda bulunuştur. Girne hastahanesinde morga konan Arazın cesedi Lefkoşaya kaldırılmış ve Yeni Camide namazı kılındıktan sonra arkadaşlarının omuzlarında ve mensup olduğu kulübün hazırladığı çelenklerle kabristana götürülerek ebedi istirahatgâhına tevdi edilmiştir. Bu vesile ile merhumun arkadaşlarından İzzet Sakarya’nın yazdığı manzumeyi sütunlarımıza alırız:
ARAZ’IN MEZARINDA
Daha baharını koklamaden sen
Bir avuç toprağa büründün Araz
Gözlerimiz her an seni ararken
Bir melâl şeklinde göründün Araz
Bizleri hayatta yalnız bıraktın
Ah neden toprağa zamansız aktın
………………….. bir çiçek taktın
Halbuki ruhumuzda bir gündün Araz
Yetmez mi bu matem yetmez mi bu acı
Kimsemiz yok Araz sen buna acı
Bu derdin, matemin sende ilâcı
Hayata doymada ölmüşsün ARAZ.
İzzet Sakarya”