Remzi’nin anlaşmazlık nedeniyle kadro dışı olması Türk Ocağı’na pahalıya patlayabilirdi ama Doğukan’ın çalışkanlığı, Ertaç’ın mükemmel vuruşu ile gelen gol üç puanı getirdi.
T. Ocağı kısa sürede Remzi sorununu halletmeli, çünkü onun yerine oynayan Yusuf’la bu iş olacak gibi değil. Yusuf, bonservis bedeli verilmeden alınmış olabilir, takımın her şeyi olan Ertaç’ın yeğeni de olabilir ama Süper Lig futbolcusu değil. Sahada kaldığı sürece gol yollarında tek bir olumlu hareketi olmadı.
T. Ocağı, Bilal’in tekrar takıma gelmesi ile savunma güvenliğini artırmış. İlker ile birbirlerini tanımaları da olumlu yansımış takıma. Hüseyin kalede ilk yarı inanılmaz hatalar yaptı ama şanslıydı, ıska geçtiği toplar çerçeve yerine direği yalayarak dışarı çıktı. İkinci yarı kurtardığı pozisyonlarla da kendini affettirmesini bildi.
Ocak’ta aksayan bölge orta saha oldu. Ertaç, mükemmel bir gol attı ama haklı olarak yaşı gereği adam kovalamayı yapamıyor. Onun eksiğini tamamlaması gereken Burak eski Burak değil. Çok top kaybı ile oynadı. Üstüne üstlük, bir de topu eli ile oynamasına düdük çalan hakeme, el kol hareketleri ile “Allah belanı versin” diye iki kez bağırması hiç hoş değildi. Yine Şükrü ile Sassi de top kayıplarında geriye yardım etmeyince, Gençlik Gücü, Ocak orta sahasını kolayca geçmeyi başardı. Doğukan sol kanatta gerçekten çok çalıştı, top kazandı. Topla buluştuğu anlarda hızla ileri çıkması bakımından başarılı, bu topları olumlu kullanma yönünden etkisiz oldu. Belki de çok koştuğu için yoruldu ve bitirici hamleyi yapamadan rakip savunma kendisine müdahale etti.
Gençlik Gücü’nün, ilk yarıda sahasından pas yaparak çıkması, orta sahayı kolayca geçmesi ve Ocak kalesinde tehlikeler yaratması belki gol getirmedi ama futbol adına olumlu hareketler izledik. G.G. atacak derken, Ertaç uzaktan nefis bir şutla maçın tek golünü çerçeveye gönderdi.
İkinci yarıda Ocak savunmasını aşamayan Gençlik Gücü kenar yönetimi önce Raif Selden’i oyuna aldı. Raif de, Ertaç gibi klasını kullanarak harika bir şutu Ocak kalesine gönderdi ama Hüseyin bu şutu kurtarmasını başardı. Dakikalar geçtikçe arka arkaya değişiklikler yapıldı, bu değişiklikler de Gençlik Gücü’nün aradığı golü bulmasına katkı sağlamadı.
Mashumba, hareketli bir yabancı ama Bilal’den topu sökme başarısını gösteremedi. Ümitcan ve Sezgin de kanatlardan getirdikleri toplarla etkili olamadılar. Yapılan değişikliklerden sonra bilinçsiz ataklar da gol getirmeyince kaderlerine razı oldular.
Fehim Dayı, çok deneyimli bir hakem ama haklı olarak çaldığı düdüğe, yakın mesafeden, hem de iki kez el-kol hareketleri ile “Allah Belanı versin” diyen Burak’a maçın 9. dakikasında kart göstermemesi, hatta duymazdan gelmesi enteresandı. İlk yarının sonlarına doğru, G.G. futbolcusunun ayağına çarpan ve kendi ceza alanına giden topa yardımcısı Engin Akdoğu bayrak çekerek ofsaytı belirledi. Fehim Dayı, geri pas olarak kabul ederek oyunu Ocak lehine devam ettirdi. Ki, bu da enteresan bir pozisyondu.