Gönyeli ile Değirmenlik arasında futbolcu kalitesi bakımından gerçekten büyük fark var. Gönyeli, üçlü savunma ve kalabalık orta saha ile Değirmenlik takımını durdurup, Çıdamlı’nın orta sahadaki top dağıtımı, Ladji ve Doukara ile gol bulurum düşüncesi ile sahaya çıktı ama Ali Oraloğlu, Ladji’yi Mustafa Vardi ile İbrahim Çıdamlı’yı da Yakup’la kilitleyince, üstüne de topla oynamayı çok seven Doukara da Değirmenlik savunması arasında etkili olamayınca, Değirmenlik istediği golleri bularak rakibini farklı yenmesini bildi.

Gönyeli’nin üç yabancısı ve İbrahim Çıdamlı dışında etkili olan futbolcusu ne yazık ki yok.

Kaleci Remzi rakip ataklarında kalesinden çıkıp çıkmamakta tereddüt ediyor. Savunmanın ortasında oynayan iki stoper Mahmut, sonra O’nun yerine oyuna giren Yusuf ve Hasan, Değirmenlik ataklarında inanılmaz top kayıpları yaptılar. Ahmet Can, nadir yakaladıkları pozisyonda topu boş kale yerine havaya gönderme becerisini! gösterebiliyor.

Kısaca, Gönyeli Değirmenlik takımının rakibi değildi, olamadı da zaten.

Değirmenlik futbolcuları, karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren ayağa paslarla savunmasından çıkarak topu rakip sahaya taşımayı kolaylıkla başardı. Umar ve Semih kanatlardan top taşırken, Debuto da onlara katıldı. Hüseyin, ele avuca sığmaz bir şekilde rakip savunmayı dağıtmasını ve golleri atmasını başardı.

Değirmenlik futbolcularının yardımlaşması harika. Rakip savunmanın hataları ile girdikleri ceza alanı içinde birbirlerini “Al da at” dercesine paslarla pozisyona soktular. Bunlardan üçünü Hüseyin, birer de Semih ile sonradan oyuna giren Sertan filelere gönderdi.

Değirmenlik, yedek kulübesi dahil bu denli kaliteli oyunculara sahipken, birilerinin, futbol camiası içinde bolca konuşulan ve hafta içinde nihai kararın çıkması beklenen şaibelere fırsat vermesini anlamak gerçekten güç. 

Esentepe’den alınan üç futbolcunun transferi için verilen çeklerin ödenmemesi nedeniyle Değirmenlik bu futbolcuları iade etmek zorunda kalırsa, önemli ölçüde güç kaybedecek.