Şok dalgası
Bazen, öyle maçlar izliyoruz ki, 90 dakika tamamlanıyor, ancak ben ne yazsam diye dakikalarca düşünüp yine de kâğıda dökecek bir şeyler bulamıyorum. Uzatma anlarını saymazsak, dün Canbulat Stadı’nda oynanan ve bölge derbisi sayılan maç da işte bunlardan biriydi.
Ligde korkulu rüya görmek istemeyen ve geçen haftayı 3 puanla kapatmayı başaran iki takım sahada kozlarını paylaştı. Ancak bu koz paylaşımı sırasında, oyun alanına yansıyan sadece mücadele vardı. Futbol adına görülebilecek tek bir güzellik bile yoktu ve bu gerçekten bir spor yazarı olarak beni hem üzdü hem de düşündürdü.
Futbolsuz maçta, MTG orta sahasında oyunu organize edebilecek oyuncu eksikliği yadsınamaz bir gerçek olarak görüldü. Orta alanı oluşturan Erol, Sami, Osman ve Hakan’ın kanat oyuncusu orijinli olmaları ve maç içinde genelde kanatlara kat ederek oynamaları, sarı-yeşilli takımın orta alanında büyük bir boşluk doğurdu. Sakatlığı bulunan Nurettin’in görevini yapabilecek başka bir oyuncu da olmayınca, MTG orta sahası rakibi karşılayıp durdurma ve topu ileri uca taşıma görevini hemen hemen hiç yerine getiremedi. Bu nedenle birçok pozisyonda, Serdarlı oyuncuları rakip orta alanı rahatlıkla geçip MTG savunmasıyla baş başa kaldı.
Başıboşluğun kol gezdiği MTG orta sahasında, topa sahip olan her oyuncunun bireysel çabalarla topu ileriye taşımaya çalışması, top kayıplarının oldukça fazla olmasına neden oldu. Osman Çobanoğlu’nun birkaç kişisel çabası ve attığı gol haricinde, MTG ofansif anlamda tam bir hayal kırıklığı yarattı. İleride tek başına görev yapan Uğur Gök, Serdarlı savunması arasında kaybolurken, ona destek olması gereken Julius Conteh, Sami Ergazi ve Hakan Uluçağ beklenen performansın oldukça uzağındaydılar. Son anlarda bir şok dalgası gibi gelip ev sahibi ekibe çarpan iki Serdarlı golünde, MTG savunmasının yanında, orta alanın bu kırılganlığının da rolü büyüktü.
Mücadele gücü yüksek, coşkulu oyunculardan kurulmuş olmasına karşın, konuk ekip Serdarlı’da, İbrahim Kabore dışında oyunun kaderini değiştirebilecek, sorumluluk alıp takımını taşıyabilecek usta bir ayak maalesef yok. Serdarlı’da özellikle üçlü savunma, dikkatli bir oyun sergilerken, orta alanın da kendilerine destek vermesiyle birlikte ev sahibi takıma pek fazla gol pozisyonu yaratma fırsatı vermediler. Futbol olarak kısır bir döngü içerisinde olsalar da, dün kırmızı-beyazlı takım, maçın genelinde oyuna hâkim olan taraftı. Mustafa Arnavut ve Salih Küçükoğlu’nun getirdiği topları İbrahim Kabore’yle buluşturma amacı, MTG savunmasında çok dikkatli bir futbol sergileyen ve İbrahim Kabore’yi adam adama marke eden Mike Lewis nedeniyle genelde sekteye uğradı. İlk yarısı golsüz tamamlanan karşılaşmada, ikinci yarı galibiyete ulaşmak amacıyla çok adamla hücuma çıkmaya başlayan Serdarlı, savunmasında boşluklar vermeye başladı. Bu boşluklardan birinden yararlanmayı başaran Osman Çobanoğlu, takımını öne geçirmeyi başarsa da, uzatma anlarında gelen şok goller 3 puanın uçup gitmesine engel olamadı. Savunmayı toparlayan, rakip forvetlere göz açtırmayan Serdarlı liberosu Faye, bir de gol atarak, hem takımını galibiyete taşıdı hem de sahanın yıldızı olmayı hak etti.
Orta hakem Sezener, vasatı aşmayan bir yönetim gösterirken, tansiyonu yüksek maçta oyuncuları sakinleştirmek yerine, ikili diyaloglara girerek hem ortamı daha da gerginleştirdi hem de maçın sertleşmesine neden oldu.
Lig sıralamasında birebir rakibi durumundaki Serdarlı karşısında, hem de oldukça kötü bir oyunla galip gelmek, MTG için büyük bir avantaj olacaktı. Uzatma anlarına 1-0 galip durumda giren sarı-yeşillilerde, herkes maçın galibiyetiyle bitmesini beklerken, bir şok dalgasıyla gelen iki gol, ev sahibi ekibe, deyim yerindeyse bir şamar gibi indi. Serdarlı bu 3 puanla, iki haftada 6 puana ulaşırken, MTG’yi de zorlu bir sürece soktu.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.