25 Nisanda yapılacak Pepsi Kıbrıs Kupası final maçından önce, federasyon her iki kulüp başkanı ile bir toplantı gerçekleştirdi.
Her iki kulüp başkanı, oynanacak final maçı öncesinde, basın yolu ile dostluk mesajları ilettiler. Aslında bu gibi önemli maçlar öncesinde, dostluk mesajlarının verilmesi geleneksel hale gelmiştir.
Final maçından önce, federasyonun, her iki takımın temsilcileri ile toplantı yapması maçın önemi ve reklamı açısından da önemlidir.  
Bu toplantılarda, sporurun dostluk ve kardeşlik olduğu ve her iki takımın uyması gereken kurallar konuşulur. Daha sonra da, medeya aracılığı ile spor kamuoyuna, ortamın gerilmeyeceği, her iki kulüp yöneticilerinin  gerekli tedbirleri alacağı noktasında mesajları verilir.
Doğru olan da budur elbette...
İki başkanın vermiş olduğu mesajlar, hem taraftar kitlesinine önemli bir mesajdır, hem de geçmişte yaşanan olayların yaşanmayacağı noktasında, spor kamuoyuna tahahüt verilmiş olur.
Final maçı ile ilgili  tv programlarımda gerekli önlemlerin alınması ile ilgili bir çok çağrılar yaptım. Bu çağrılarımdan bir tanesi de, takımlardan birinin karşı tiribünlerde oturtulmasıydı.  Toplantı sonunda, böyle bir karar alınması, beni mutlu etmiştir.
Eğer Atatürk Stadı’nda böyle bir olanak varsa, bunu kullanmak en doğru karardı. Federasyon da doğruyu yaptı. Her iki takımın taraftarı ayrı yerlerden sahaya girecekler, kendi takımlarını ve tribünlerini süsleyecekler ve maç esnasında, olası tepkili bir durum karşısında, birbirlerine pet şişe atamayacaklar. Bu önlem gerçekten olması gereken bir önlemdi ve her iki kulüp buna riayet etti. 
Ancak emniyet tedbirinin gereği kadar alınmayacak olduğunu duyduğum zaman tedirgin oldum. Bir spor müsabakasında hele hele bir finalde, olay çıkmayacak garantisini, ne kulüp başkanları ne de federasyon verebilir. İşte bu yüzden federasyonun bu konuda da titiz davranması gerekiyor.
Spor bir yarıştır. Futbol da bu yarışın bir parçası, hem de önemli bir parçası olduğuna göre, taraftarın gerilmesini de doğal karşılamak lazım.
Hiçbir şey olmayacakmış gibi düşünüp, her an her şey olacakmış gibi önlem alınması gerekmektedir. Bunu yazarken olay çıkacak çığırtkanlığı yapıyorum gibi algılanmasın. Ben sadece önlem alınması noktasında gereken ne ise onun yapılmasını öneriyorum.   
Kabul ediyorum, her hangi bir olay karşısında yöneticiler mutlaka önlem almaya gayret göstereceklerdir. Ancak, öyle bir an olur ki, yöneticiler bile olayları kontrol altına alma noktasında kayıtsız kalabilirler. Binlerce insanı kontrol etmek kolay değildir.
O nedenle bu maçın salimen bitmesi açısından gereken tüm önlemlerin mutlaka alınması kaçınılmazdır. Siz önleminizi alın, olay çıkmazsa da bu bizim gurur kaynağımız olsun.