Süper Lig’e renk katan iki takımın mücadelesini izlemek için Karadağ’da yerimizi almıştık. Lefke taraftarlarından da ayni ilgiyi bekliyordum ancak tribünlerde beklenen ilgiyi göremedim. Bu güne kadar çok iyi bir performans ortaya koyan takımlarını desteklemek için taraftarın niye bu maça ilgi göstermediğini anlayamadım.

Dumlupınar’ın inişli çıkışlı bir performansı olmasına rağmen iyi futbol oynadığını haftalardır gözlemliyoruz. Bu haftanın onlar için geçen hafta kadar kolay geçmeyeceğini onlar da biliyordu. Genç ve dinamik hocaları Lefke’yi mutlaka etüt etmişti. İlk yarı Dumlupınar Lefke’ye net gol pozisyonu vermedi. Hatta topa daha fazla sahip olan taraftı.

Sezonun ikinci haftasında aldığı mağlubiyetin ardından iç sahada hiç yenilgisi olmayan Lefke’ye konuk olarak gelirken Dumlupınar takımının elbette bir oyun planı vardı, ancak eksik kalmak hesaplarında yoktu.

Berke birbirinin kopyası sayılabilecek iki hareketten iki sarı kart görünce ilk yarının son bölümlerinde takımını bir kişi eksik bıraktı. Dolayısıyla Lefke ikinci yarıya sayısal anlamda bir kişi üstün başladı. Bir kişi eksik kalmanın hem psikolojik hem de fiziksel etkisiyle Dumlupınar geriye yaslanmaya başladı. Zaman zaman iyice defansa gömülen Dumlupınar takımı bu anlardan birinde kalesinde golü gördü. İlk yarı kanatları hiç kullanamayan Lefke, ikinci yarı bir kanat akınından golü buldu. İki hafta önce sorumsuzca gördüğü bir sarı karttan dolayı cezalı duruma düşen ve geçen hafta takımını yalnız bırakan Herman şık bir golle geri döndü. Dumlupınar yediği golden sonra oyundan kopmadı. Hatta pas yaparak çıkmaya ve Lefke üzerine gitmeye başladı. Bir kişi eksik olmasına rağmen Sedat hoca takımını ayakta tutmasını başardı. Beraberliği yakalamak için hamleler yaptı ancak yaşanan sakatlıklar da hocanın elini zayıflattı. Lefke maçı kazanmasını bildi ancak tatmin edici bir oyun ortaya koymaktan uzaktı. Çok etkisiz bir oyun ortaya koyan oyuncuları vardı ki Aziz bu isimlerin başında gelir. Lefke dün üç puanı hanesine yazdırmışsa hiç tartışmasız Aykut’un bunda payı büyüktü. Tekmeye kafa sokarak en kritik anlarda sürati ve konsantrasyonu ile kademeye girerek tehlikeleri savuşturan ve ön plana çıkan isimdi. Kalede güven veren bir de Mehmet’i eklersek maçı da özetlemiş oluruz.