Ülkemiz futbolunda gol dendi mi akla gelen ilk isim, şüphesiz Kaptan Erbay’dır. Onunla ilgili Levent Tezel’in yapmış olduğu röportajı okurken, onun başarılarla dolu futbol yolculuğunda bir yolculuğa çıktım.

Kaptan Erbay’ın futbolla ilk buluşması yıllarca Gönyeli’de kaptanlık yapan babasının tavsiyesiyle başlıyor.  Baba ile oynanan o ev yanındaki boş arazideki futbol oyunlarının etkisi muhakkak ki olmuştur üzerinde. Tıpkı günümüz yıldızlarında da olduğu gibi (Maradona/ C. Ronaldo) Erbay Gönelli de çocukluğunda her boş zamanında futbol topuyla buluştu ve saatlerce futbol oynadı. Hem de gece gündüz… Sokak lambalarının altında…

Ve takvim yaprakları 1957’yi gösterdiğinde artık kramponlar giyilmiş ve takım oyunu içinde yer bulmuştur Kaptan Erbay, ta ki 80’lerin ortasına kadar da bir daha kopamadı. Geçen bu süre içerisinde 15 sezon Gönyeli, ardından Gençlik Gücü ve lig aralarında da BTM takımlarının formasını terletti Kaptan. Gönyeli’de forma giydiği 15 sezonda 9 sezon gol kralı olan Kaptan Erbay, ardından Gençlik Gücü’nde antrenör/ futbolcu olarak görev alır ve takımı şampiyon olup Birinci Lig’e çıkarken, kendisi de bir kez daha gol kralı olur.

Kısaca Erbay Kaptan’ın futbol yolculuğunu aktardık ama şimdi konuyu bağlamak istediğim yere getirmek istiyorum. Kaptan Erbay, aktif futbolculuk kariyerini noktaladıktan sonra, canı kadar sevdiği futboldan kopmayarak, tecrübelerini ve deneyimlerini yeni nesillere aktarmak için bir “futbol okulu” kurar. Ve bu okuldan, çok sayıda başarılı isim yeşil sahalarda boy gösterdi. Muazzam bir tesis, onlarca çocuk ve tecrübe abidesi Erbay Kaptan… İşte bunlara ihtiyacımız var. Sporun gelişimi ve daha iyi yerlere gelebilmesi için, bu tecrübeli isimlerin, tecrübelerini genç nesillere aktarabilmesi teşvik edilmeli ve desteklenmeli. Teşekkürler Kaptan Erbay.

***

Geçmiş olsun Göktaş Hocam

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, ülkemizde de yayılmaya devam ediyor. Spor camiası içerisinden de birçok kişiyi etkileyen virüs son olarak da Göktaş ailesine uğradı. Antrenörler Derneği Başkanı Süleyman Göktaş sosyal medya üzerinden yapmış olduğu açıklamada kendisi ve eşinin test sonuçlarının pozitif çıktığını açıkladı.

Göktaş yapmış olduğu açıklamada, “İnanın bu virüs çok kötü ‘Allah düşmanıma vermesin’ derler o kadar yani. Öğrenci yurdunda 4 duvar arasında geçirecek daha çok günüm var… Buradaki yaşam iyi demek isterdim ancak bunu söylemem imkansız gerçekten. Kurallara uymayan odasından dışarıya çıkıp telefon görüşmesi yapanlar mı istersiniz, odasından çıkıp mop aramayı temizliği bahane edenler mi istersiniz!

Kurallara uymayanlara 8500 TL ceza varmış ama kimse bu kurallara uymuyor, uymayanlara da ceza gelmiyor…” dedi.

Geçmişler olsun Hocam. En kısa sürede, dilerim testleriniz negatife döner ve karantinadan çıkarsınız. Size, eşinize ve testleri pozitif çıkan tüm hastalarımıza da acil şifalar diliyorum.

Çok dikkat etmemiz günler içerisinden geçiyoruz. Tedbiri elden bırakmadan, bilinçli bir şekilde bu pandemi ile mücadele etmemiz gerekiyor, aksi halde bu virüsle başa çıkamayacağız.

***

“You’ll Never Walk Alone” sessiz kaldı

Efsanelerin kayıpları devam ediyor. Liverpool efsanesinin sloganlaşan şarkısı “You’ll Never Walk Alone” kırmızılıların her karşılaşmasında, kulaklarınızdadır. Böyle tüyleriniz diken diken olurken, dinlediğiniz ve içinizi ısıtan bir eserdir.

Gerry And The Pacemakers’ın solisti Gerry Marsden’in sesinden bambaşka bir ruha bürünür, canlanır, beden bulur ve tribünde yanınızda yer alır bu şarkı.

İşte Marsden’i de 78 yaşında kaybettik. Ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı. İnanın bana Marsden’in o duran kalbi, onbinlerce Liverpool taraftarının kalbinde, her karşılaşma öncesi çarpmaya devam edecek.

Ölümsüz bir eseri geride bırakmanın huzuruyla, Liverpool’un şampiyonluklarıyla kulaklarımızda hoş bir seda bırakarak veda etti bizlere.

Müzik meraklıları için de belirtelim Liverpool, “The Beatles” gibi “Gerry And The Pacemakers” ı da bizlerle buluşturan zengin bir şehir.