Geçen hafta oynadığı kötü futbola rağmen, karşılaşmanın son saniyelerinde attığı golle üç puan elde eden Yenicami, "Kötü oynadığı bir maçtan üç puan alarak" en azından lige iyi başlamış oldu.

Gerçekten bir takım için sezona üç puanla başlamak çok önemlidir. Hele hele şampiyonlukta iddialı bir takım iseniz, bu üç puanın, moral motivasyon ve özgüven açısından önemli payı olur. Fakat dünkü maçta da Yenicami, yine iyi futbol oynamadan futbol adına ortaya bir şey koyamadan üç puanın sahibi olmuştur.

                Yenicami’nin galip gelmesi güzel futbol oynuyor anlamına gelmiyor. Yenicami elinde bulundurduğu kadro ile izleyenlere çok daha güzel futbol sergilemelidir. İki yıl üst üste şampiyon olan ve temel kadrosundan pek bir şey kaybetmeyen bir takımın daha güzel ve göze hoş gelen futbol oynaması gerekiyor. Ancak "Galip gel de nasıl gelirsen gel" anlayışı geçerli ise, o zaman söyleyecek bir şeyim yoktur.

                İleride John Ebuka ve Kenneth'i oyundan alırsak takımın gol noktalarında etkili olması mucizelere kalır. Çünkü Yenicami’nin oyun anlayışı, uzun toplarla John ve Kenneth'i pozisyona sokmak, onların yetenek ve güçlerinden yararlanıp gol bulmaktır. Yani kısacası organize bir oyun yok. Zaten bu oyun anlayışı, geçen yıl da böyleydi ondan önceki yıl da. Takımın üç yıldır en büyük eksiği, oyun kurucusunun olmamasıdır. Bir oyun kurucu ile hem takımın oyun anlayışı değişecek hem de futbol adına sahada olumlu hareketler yapılacaktır.

                Takımlar Yenicami karşısına motivasyonları yüksek, tatlı sert ve hırslı çıkarlar. O nedenle Yenicami maçlarında hakem tayin edilirken MHK'nın çok dikkat etmesi gerekir. Eğer dikkat etmezse dünkü maçı yöneten hakem gibi panikler. Birçok kararı, dördüncü hakemin veya yardımcısının uyarıları ile verir.

                Aslında Utku Hamamcıoğlu’na da iki çift sözüm olacak. Sen artık tecrübeli bir hakemsin. Yeni görev alan hakemler örnek olmalısın. Doksan dakika boyunca kenardan yapılan itirazlara müdahale edemedin. Gönyeli kenar yönetimi her karara itiraz etti, yerinden üç dört kişi birden fırlayıp nerdeyse sahaya gireceklerdi, ama sen hiçbir şekilde bunları önleyemedin. Süper Lig maçlarını böyle yönetecekseniz ligin vay haline…

                Gelelim Gönyeli takımına. Gönyeli takımı mücadeleci bir ruha sahip. Bence Yenicami’ye karşı haddini bilerek ve oynaması gerektiği gibi oynadı. İlerde John Okoli’yi tek başına bırakarak, kontra bir oyun sergiledi. Ancak yanında kendisine yardımcı olacak süratli bir arkadaşı olmuş olsaydı, daha çok tehlike yaratabilirlerdi. Çünkü Yenicami savunması hem çok hata yaptı, hem de birçok pozisyonda ağır kaldı.

                John Okoli, Yenicami savunmasını iyi tanıyor, o nedenle Yenicami savunması ile tek başına dişe diş mücadele etti. Zaman zaman üç savunma oyuncusu ile adeta savaştı ve tehlike yarattı. Sonunda çok güzel götürdüğü topu Raif'e asist yaparak takımı adına golü attırdı. Geçen sezon Yenicami’de oynayan John Okoli'nin Yenicami’ye hırslı oynaması gayet normal.

                Yenicami iki haftadır iyi oynamadan kazanıyor. Futbolda sonuç önemlidir. Ancak futbol uzun bir maraton. Bu şekilde oynayarak nereye kadar gidilebilir? Geçen hafta da yazmıştım. Yenicami’den herkes daha olumlu ve güzel futbol bekliyor. Ben bu kadronun ileriki maçlarda daha iyi futbol oynayacağına inanıyorum. Geniş bir kadroya sahip Yenicami’nin oyun kurucu bulması gerekir. Bir an önce Zihni'nin sakatlık sendromundan kurtulup takımda oynaması şarttır…