Mazisinde birçok şampiyonluklar bulunan Yenicami, son yıllardaki başarısı ile yeniden adından önemli başarılarla söz ettirmeye başlamıştır. Her futbolcunun oynamak istediği, başarıda pay sahibi olma zevkini tatmak istediği bir kulüp haline gelmiştir.

Yere düşmüş, kapanmasına ramak kalmış, bazılarının “Dibe vursun sonra sahip çıkalım” dediği bir noktadan, son yıllarda adından söz ettiren, başarıdan başarıya emin adımlarla ilerleyen, her futbolcunun oynama tercihleri arasında olan bir kulüp haline gelen Yenicami’nin son günlerde yaşadığı olumsuzluklar, bana 2010 yılında yaşananları anımsatmıştır.

Bu kötü günleri Yenicamililer çok iyi anımsıyorlar. Bundan yaklaşık 10 yıl önceydi, kulüp kapanma noktasına gelmiş, başkan bulunamıyor, durmadan genel kurul erteleniyor, işler divana kalmış yani anlayacağınız, kulüp resmen anahtarı Kaymakamlığa teslim etme noktasına gelmişti.   

Bütün bu evreleri yaşayan bir kişi olarak, bugün yaşananların, önümüzdeki sezondan itibaren yeniden yaşanabileceği noktasında endişelerim olduğunu belirmek isterim.

Bu kulüp bugünkü noktaya çok zor dönemlerden başarılı bir yönetimle gelmiştir. Bu noktaya gelirken emeği geçen, maddi manevi katkı yapan herkese minnet duymak gerekir. Çünkü gerçekten zor durumda olan bir kulübü, tıpkı bataklıktan çekip kurtarırcasına elinden tutup bugünlere taşımışlardır.

Tabi bu günlere kolay gelinmedi. Birinci Lig’den başlayan serüven, Süper Lig’de yıllarca şampiyonluklar yaşamasına kadar devam etmiştir. Bu başarıda mutlaka emeği geçen sayısız kişiler olmuştur. Kimileri bu yolculuğa o günden bugüne kadar devam etmiştir. Kimileri de görevden ayrılsa bile desteğini esirgememiştir.    

Öncelikle, önemli maddi kaynak sağlayan Abdullah Uluçhan, Kaan Kaner ve sponsor firma Golden Tulip Hotel’in sahibi Vedat Erbaş’a kulübün ayakta durması için yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etmek lazım. Gerçekten bu kişilerin camiaya çok önemli katkıları olmuştur.

Tabii bunun yanında manevi katkıların da önemi büyüktür. Yıllardan beridir kulüp üzerinde maneviyatını hissettiren rahmetli Enver amcamızın torunu Enver Kahveciler’e, her yönetimde özverili çalışmaları ile takdir toplayan Ali Vehid’e, zor zamanlarda maddi manevi yardımlarını esirgemeyen Gökhan Necipoğlu’na ve Mehmet Saydam’a ve daha adını sayamayacağım yönetim kurulu üyelerine ve altyapı sorumlularına binlerce teşekkür edilmesi lazım. Çünkü Yenicami, bugün bu noktaya gelmişse, büyük emeklerin ve maddi yardımları olan bu şahısların önemli payı vardır.

Şimdi bütün bunların bir anda yok olmasına seyirci mi kalınacak? Yoksa kulübe sahip mi çıkılacak?  Bunca emek, milyonlarca gider havaya mı atılacak? Kıbrıs Türk futboluna bu kadar hizmet etmiş bir kulübün bu noktada olmasına göz mü yumulacak? Gerçekten bunu düşünmek bile insanın içini acıtıyor.

Fakat ne yazık ki, ülke futbolumuzun geldiği nokta bu. Gerçek ama acı. Geliri olmayan, kurumsallaşamayan ve bireylerin cebine muhtaç olunan futboldan ne beklenebilir ki. Böyle gittiği sürece tüm kulüpler bir gün kapanma noktası ile karşı karşıya kalacaklardır. Yıllardır bu konuyu savunuyor ve söylüyorum. Nerdeyse dilimde tüy bitti. Ama ne yazık bu konuda hiçbir önlem alındığını görmedim.

Hangi şirket 3 kazanıp 103 harcayabilir ki? Bir gün gelir batmaya mahkum olurlar. Demek ki önce kulüpler gelirlerini artırıcı yatırımlar yapacaklar. O zaman kimseye muhtaç olmadan sadece kendi gelirleri ile ayakta durabileceklerdir. İşte o zaman kulüp yöneticiliği yapmak daha kolay ve dertsiz olacaktır.

Yenicami’nin şu an içine girdiği bu zor durum, bir çok kulübün yıllardan beridir içinde bulunduğu durumdur. Gerçi Yenicami güçlü bir kulüptür. Bu noktada kulübü bu durumdan çekip çıkartacak Yenicami sevgisini içinde taşıyan vicdanlı kişileri vardır.

Fakat bu çözüm mü? Asla değildir. Sadece geçici bir önlemdir. Önemli olan kalıcı tedbirler almak ve kulübün bu duruma düşmesini ortadan kaldırabilmektir. Onun için de yatırımlara yönelik girişimler yapılmalıdır. Bu yatırımları yapacak kişiler de bu kulüpte mevcuttur.