Haftalardır galip gelemeyen Cihangir ile yakaladığı liderlik pozisyonunu tutmak isteyen Mağusa Türk Gücü arasında oynanan maçta mücadele oranı yüksek pozisyon zenginliği yönünden kısır bir maç oldu. Son haftalarda maç kazanamayan Cihangir takımı, yapılan teknik direktör değişikliği sonrasında çıktığı ilk maçta bunun olumlu farkını sahaya yansıttı. Haftalardır oyuna ağırlığını koyamayan rakibe üstünlüğünü hissettiremeyen ve ikili mücadelelerde sıkıntı yaşayan takım gitmiş, yerine mücadele gücü yüksek, oyunda baskı kurmaya çalışan ve de oyuna iyi başlayan bir takım gelmiş. Haftalardır yaptığı hataları en aza indiren Cihangir, bu karşılaşmada oyuna hızlı başlayan ve maçın ilk dakikalarında oyuna hakim olan taraftı. Ancak 10 kişi kalan rakibi karşısında daha baskılı ve de daha atak oynamasını beklerdim. Bunu neden söylüyorum? Çünkü Cihangir takımında bu güç var... Cihangir’de tek eksik sonradan oyuna giren oyuncuların takıma ekstra katkı koyamamaları oldu.

Mağusa Türk Gücü takımı kendinden emin, sahada ne yapması gerektiğini çok iyi bilen, rakibine üstünlük kurma izni vermeyen, mücadeleci ve iyi bir takım olduğunu gösterdi. Öne geçmesine rağmen yaşadıkları şansızlıklar karşısında yılmadan maç bitimine kadar mücadele ettiler, hatta son dakikalarda buldukları net pozisyonları değerlendirebilselerdi maçtan galip ayrılabilirlerdi. Yapılan iki zorunlu değişiklik, 30. Dakikada yenen kırmızı kart ve yaklaşık 70 dakika 10 kişi ile oynamak her babayiğidin harcı değil. Peki, Mağusa Türk Gücü özlediğimiz gibi mi? Hayır değil ama bu yolda hızla ilerliyorlar.

İkili mücadelenin fazla olduğu böyle mücadele gücü yüksek geçen karşılaşmalarda çok iyi bir futbol ve fazla gol görmek futbolculara yapılan haksızlık olur. Liderliğini korumak isteyen bir takım ve karşısında yeni teknik direktörüne kendini ispatlamak isteyen bir takım varsa bu maç en zor maçlardan birisi olur. Kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapmaya çalışan futbolcular vardı sahada. Her iki takımı da bu karşılaşmada kutlamak gerekir.